Gül yüzünü göster de güleyim
Bilirsin ben gülü pek severim
Adına bir deste gül dizeyim
İste, harf harf şiir düzeyim
Hayat bu garip
Sabah evindesin
Akşam bir başka diyarda.
Üzüntülü bir haberin peşinde
Türkiyemin diğer ucunda.
Felaket haberiyle başlayan ve her nedense bir muştuya dönüşen bir yol hikayesi...
Hayatı iki kelimenin arasına sıkışmış vatandaş...
İlim ne yandadır..
Zamanın dar koridorlarında hapsolmuş insan...
İrfan ne yandadır...
Kıblesini kaybeden müslüman...
Hikmet hangi cenahtadır...
Dost kim imiş bilmez iken
Bir bakraçta ayran içen
Huylu suylu candan içten
Hepsi diri kadim dostlar...
Serdar Reşat Fatih gibi
Vehimi korkma söyle
Bir endişe var gözlerinde
Vur kelimelerin teline
Yayılsın sesinin teliyle
Vur çal patlasın
Korona neymiş sıtmayı yenmişiz
Savaşta bir arpayla beslenmişiz
Bir birimizi aşk ile sevmişiz
Biz bize yeteriz haydi Türkiyem.
Topyekun mücahede bizimkisi
Kul hakkı diye birşey vardı
Şehir efsanesine dönüştü
Boçlu boyun bükerdi bir zamanlar
Borçlu şehir eşkiyasına dönüştü
Masumiyet karinesi neymiş kardaş
Suya sabuna dönüştü
Kurdun Ölümü
Kaslı gövdesi sendeledi önce
Keskin gözleri kırış kırış oldu
Sesi inlemeye karıştı
Gök yeleli, gök tüylü soylu kurt
Sen şehit oldun yiğidim
Sen şahit oldun şahinim
Sen elinde kılıç omzunda rütbe
Hücum diye atıldın ön önde.
Sen daha dün Kayinin yigidiydin
Sen son nefesini verirken
Erzurum'da bir yaz akşamı doğduk
Rızkımız için yollara koyulduk
Akdeniz'in sıcağında yoğrulduk
Türkiye’min kalbi, memleket benim...
Sabah 'var' Ekmek sesiyle uyandın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!