OÇay içtiğimiz yerde dur
sonra öksür
sağına, soluna bak
ilişip bir sandalyeye
sessizce otur
Çay içtiğimiz yerlere her gün
İnkâr
İnkâr edilen bir coğrafyada
İnkâr edilen bir dilde sev beni
yeter ki sev beni..;
çünkü ben seni her şart ve koşulda sevebilirim...
Her iklime, her coğrafyaya,
"Hercinstenim"
Ben uzun ince bir tarlayım
Uçsuz bucaksız ovalarda
Deli taylar gibi koşturuyorum.
Enseme çarpıyor rüzgarın elleri
Kara kaşlıydı gözleri solgun.
Bir baba gibi meyil verdi bana.
Şefkatli elleri her dem saçımda.
Sevmiştim onu incitti beni.
Şimdi nasıl katlanırım buraya.
KARMAŞIK orgazm
Mavilerine
bulaştırmak istiyorum
Kızıllarımı
biraz seninle
Karşılaşma
Taksim İstiklal’de gördüm seni
Hafif göbek almışsın
Kırık bir gülümseme var dudaklarında
Gamzelerin kaybolmuş yanaklarında
Kedi"
Bu kentin kılcal damarları tutulmuş
Kısmi felçler geçiriyor semtler
Boyasız evler utangaçlık içinde
Bir çift kedi gözünden görüyorum olanları
Kefen
Ölü dikme zamanıdır şimdi toprağa
Bağ bozumu
Ay doğumu vakitleri
Süpürüp götürür rüzgar kirini mevsimin
Sanki
babalarının "ülkesi"
herkesi dövmek
herkesi kovmak
istiyorlar..!
Daha önce
"Kemirgenler"
kemirdiler
dişlerimizi, kemiklerimizi
kemirgenler...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!