Halimi bilsen n’olur
Sanki ahvalimden sual olunur
Bir dokunsan bin ahım duyulur
Bak başımda karabulutlar
Bir gürlese dünya durulur
Eşref damıttık ana yurdumuzu
İçten içe bir buhran
Bağladı kolumuzu
Sen en güzel baharda gülersin
Yıllara meydan okuyan gamzelerin
Ah ! Karanlık gözlerin…
Saçların hangi durakta son bulur ?
Hangi gözbebeği seni böyle bir korku gibi büyütür ?
Hangi çocuğun,ismini duyunca
Bir ninni gibi kesilir ağlaması ?
Hangi ayrılıkta son bulur
Gözlerinin kahvesi ?
Gün olur
Ellerinde fesleğenler
Kapında sulak saatler
Ve yeşillikler içinde
Bulurum seni
Ya da unuturum bu şiiri
Gökte yapayalnız bulutlar
Gitgide çoğalır
Yol aldıkça kara bulutlar
Bu karanlıkları parçalayan
Uslanmaz rüzgar
Dalda yeşil yaprak
Kim bu ardımdan umarsızca gelen
Kim bu pis nefesiyle
Soluğunu enseme tüküren
Beni bir köşeye sıkıştıran
Ellerini boğazımda yakaladığım
Bu gölge kim ?
Ben yorgun akşamların karanlığındayım kaptan
Ellerimde hüzün sarmalı
Ellerim yakışıksız toz duman
Avuçlarımda koca bir zaman
Alnıma biriken çizgiler
En uzak rotanı belirler
İbrahim ÖZER Anısına
Müebbet yese de umutlar
Daha alacağımız bir bahar var
Alacakaranlığında şaşkın
Bir yumruk kadar öfkeli
Kasvetli,karanlık yollarımın soluğa muhtaç akşamları
En yitik saatlerimin bahara uzak kör avluları
Masivamdan yıkılmış,kapalı kapıların tutuşan mısraları
Heyhat ! Karanlık yazgısı mıdır alnımın köhne derin satırları ?
Sıkıntı her demdir ; acıtan içimi züldür,bu kaçıncı ahuzar ?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!