Senin gözün incilerin en mükemmelidir
Seni bana artık tek getirecek kaderdir
Benim yapacağım ise boyun eğmektir
Burada herkes ve her şey seni beklemekte.
Ruhun bedenlere fazla en sığmayanıdır
Ve sendeler çocukluğum, bugünlere gelmek mi marifet?
Korkuyorum bir tık sesinden bile, neden?
Hangi girdabın içindeyim hangisi böyle eden
Tek bir söze dağlar erir mi sahiden kardeşim?
Yoksulluğum değil paradan iyi bilirim.
Başlangıç dediğin Kulağa okunan ezan
Şimdi ise şu minareden yükselen selaya bak
Nasıl ya? Şu daracık deliğe beni mi sokacaklar
Annem bile mi gelip beni kurtaramayacak
Keşke güzel sözler bilseydim
Havalı, seni anlatacak kadar
Milim milim dilimi dilseydim
Seni bana acıtacak kadar
Uzaklara bakıp köşeli kararlar alıyorum
Ben bir tekneyim ve dalgaları yarıyorum
Jilet gibi kesiyor hayallerimi şu köşedeki kuru ağaç
Haddimi aşar boyun gel kaldırayım desem yerinden.
Kim bu ağaçları asırlar önceden diken
Merak, kurumuş güle musallat olmuş diken
Elindeyse bu gülü, gel de kurtar dikenden.
İçime sinmeyen bir sessiz merhaba gibi usul
Annesinin katlanamadığı bir çocuk gibi uslu
Bu sendeki daha önce tanımadığım bir usül
Hikayemize baktım dün tek bir sözcük; olsun.
Hangi ağacın dalında sen varsın
Ben bir otel odasında bıraktım mutluluğu
Hem de baya bildiğin kendi ellerimle
Hem de bir daha görmeyeceğimden habersiz
kurşunlamalı semazenlere laf edenleri
Her bir zorlukla beraber iki kolaylık
O zaman kelebek olmalısın sen
İnsanlığa ders için yaratılmış
Meydana gelmesi çok emek isteyen
Geldiğinde ben oldum zanneden
Kendinin farkında olmayan
Ne kadar kısa ömrünün olduğunu bilmeyen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!