Hancı olan dünyanın yolcu ömrüne sahip
Topraktan beden olan Adem oğluyum çocuk
Kaç bin yıldır neslim var kim bilir kime va'hip
Ceddimden geri kalan Adem oğluyum çocuk
Gelince kış mevsimi sonbaharın son günü
Karlar yağdı gönlüme henüz hazır değilken
Bedenden sürgün ettin taşıdığım bu canı
Kasvet doğdu gönlüme henüz hazır değilken
Hiç alışık değilim sensiz gelen sabaha
Dedim ay güzel hardan geldin sen
Dedi yabancıyım burdan değilim
Dedim hele söyle soyun kimlerden
Dedi kör sancıyım serden değilim
*
Adabını eledim muhabbet sayfasının
Kumları dökülünce dibinde çakıl kaldı
Vefasızlık diz boyu erbablık tayfasının
Yiğitlik meydanları namertler ile doldu
Bu ne biçim davranış her gün başka eda naz
Takındığın bu haller hiç hoşuma gitmiyor
Nasıl bir konuşma ki kelamında nahoş söz
Söylediğin bu diller hiç hoşuma gitmiyor
KELAM BİTTİKTEN SONRA
Koca Cihan bir olsa ayırmaz ikimizi
Sen başını döşüme koyup yattıktan sonra
Yıllarca sevda ile sürüp gider bu dizi
O kara kaşlarını aşkla çattıktan sonra
Marika ihitilal çiçeğim
Çatlamış camların muşamba ile örtülen dışında
Cılız görünürdü ışıklar
Akabinde sevinç naraları çıkardı dışarı
Kirlenmemiş insanlıklardan kalma
Baharı gözlerinin buğusunda bıraktım
Mevsimler hep karakış; yüreğimde mühürlü
Gülüşümü Yurdumun doğusunda bıraktım
Kirpiğimde kanlı yaş; yüreğimde mühürlü
Dağları bembeyazdı terk edip gittiğimde
SARIKAMIŞ
Yüz yıl önce yurdumda düşman cirit atarken
Yakıp yıkıp her yeri birbirine katarken
Ulusumun üstünde güneş kara batarken
On binlerce askerim yürüdü ölümlere
Dilin farklı dese de bedenin farklı söyler
Gözde eser kalmadı sende sevda küllenmiş
Zaman çare olmuyor geçse de günler aylar
Sözde eser kalmadı sende sevda küllenmiş
Sırtlamış tüm yükünü bezirgan duyguların
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!