gün batımı bulutlarıymış
gözlerin
en büyük depremlermiş
sözlerin
bir yokluğa akışmış
ister al götür beni uzaklara
ister kan kokulu tuzaklara
tut beni bırakma
bırakma
bu veda sıkıntısında
uzat ellerini
bitirdim bütün kederlerimi
bir salkım söğüt gibi
sularına yaydım kendimi
hoş geldin
üzüm gözlüm
umut denizim
bir umman
yıkanıyorum sularında
...
alazlanır tarazlanır
duygularım
düşüme girdiğinde dudakların
bir kor
...
kovalarken kendini
yakaladı onu biri
ruhumu teslim ettim dedi
yalnızca birkaç çizgi ve sesti
bununla bile
...
deli kızın sevgisi
akıllıca olur mu hiç söylemesi
her halinden belli
yamalı bohça gibi
ya delikanlıya ne demeli
...
bir pervane dönüyor
kendi kaderine
gecenin kaybolmuş sessizliğinde
bir tutku bu biliyor
ya yatacak kendi ateşine
...
yabancıyım sanıyorsun sana
uzaklara bakınca
...
kayboluyor bakışların
dağılıyor ufukta
...
ben nasıl yaşadım
bu kahrolası yerlerde
bu ölüm kusan şehirde
sensiz yaşam
öyle zor
kimi tutkular rehberimiz olur yasam boyunca... sarar tenimizi sicak günes isinlari gibi... sorgulamadan gideriz peslerinden tutkularimizin, hic pisman olmayacagimizi biliriz... ask, özlem ve hayat...