Alım denizinden cambuğusu gözlerine,
bir sûr üfürüşü var ki nefsime Tanrı’nın;
vahdet sırlarının döküldüğü gönül tahtımdır.
Kadınlığının spiral ırmağında çalıyor yosmacık resitalin;
uzam çellosuyla telepatik cisimler ışır kaotik aynalardan,
savatlı tesbihlerde paranormal bir âlemdir uhrevî zaman;
Buharın dudağımı öptüğü gibi öpüyorum seni,
kımıldanır uzanır azalır duyabilirsin öpüşlerimi;
denizlerin dalgaların köpüklerin günlüğüdür kalbim,
Ebrû işlemeli sabah rüzgârı;
her mesut çizgi gibi menevişli sözlerden,
tecrid edilmiş bülbüllerin feryâdı! ;
Şehrin dev ışıklarıyla camkırığı sevişmelerimiz,
mazgalların oluklarında telliduvaklı melodisiyle;
geceleyin sencilliğin koyup gözlerimin atölyesine,
Göğün suyu sesinde dudaklarının sessizliği;
kandil çöreği yanaklarından baharın kekiğine,
kirmanşah kadınlığından Seklavi atı dişlerine;
dalgalı saçlarında unuttum anbean bakışlarımı, bakışlarını
gözlerine bakamadım çekinerek, sahi gözlerin ne renkti?
sesinden ezberleyebildim gözlerinin rengini, kahve miydi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!