Kalbimin gamlı mırıltılarıdır, sözlerim her şey ayan
Yazdığım bütün şiirler, benden sana içli bir beyan
Mecnun’u Ferhat’ı da sevdi, onlar da geçti bu yoldan
Fakat görselerdi acz-i halimi, kıskanırlardı durmadan
Güzelliği mi; nam salmış, almış gitmiş başını
Ben aşkıyla yanmışım, neyleyim dünya malını
Baharda yeşeren yeşil yaprak gibi, canlı yüzün
Övmeye başlasam seni, vadesi yetmez ki ömrün
Hicranın prangalarına mahkûm, mecburi veda
Yaşanan her bir ânın kokusu sinmiş, baştan ayağa
Hiçbir şey gelmese de elden, sığınıp anılara
Hasreti, özlemi sırtlanıp, düşersin yollara…
Ne dağı ne taşı, karşı koyamaz ruhuna
Yaşananların gölgesini alıp,
Gitmek istiyorsun.
Ellerim uzanıyor,
Gi...Git…Gitme, diyemiyorum…
Gözyaşlarım tokat gibi
Akrep ve yelkovanın, 4’ ü esir ettikleri bir gecede
Ayrı düşmenin hüznü altında, sızlanırım bir köşede
Gönlüme, vuslat gününün bekleyiş sessizliği hâkim
Umut bu, hani olur da döner diye beklerim her daim
Bir sevgililer gününün arifesinde
Ruhum, ayrılıklarımın cenderesinde
Etle tırnak olmuş, kaderle kederim
Gönlüm, sevip sevilmenin çok ötesinde
Kafanda ve gönlünde hayal ettiklerini,
hapsetmeye uygun bulduğun bir bedende,
kalemi kırıp atmak gibidir;
müebbet hapis vermektir karşındakine...
Gönlün feryadı dinmiş, dudaklar mesaiye hasret
Heyecan kalmamış tükenmiş, kalpte bir atalet
Ne gece, ne de içli bir müzik vermez ilham
Dışarı taşmıyor kanı, kabuk bağlamış yaram
Sevgili!
Çözülmeye değecek,
Biriysen eğer…
Sana dair çözülecek,
Her bilinmeyenli denklem,
Uğraşmaya da değer,
Takvimlere küsmüş gecemin soğuk karanlığında
Hüzün dolar kalbimin bilinmez, kuytu bir yanına
Sokak lambaları görünmemişti hiç bu kadar hırçın
Ne durursunuz keder ve hüzün hadi karanlıklara kaçın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!