Bir kaç dikenli kır çiçeğiymiş, farketmez,
O saf, çocuksu sevginle toplanmış benim için,
Candan bakışlarınla sarmalamışsın,
En güzel duygularla bağrına basıp,
En içten gülümsemenle sunmuşsun bana,
Dünyanın en kıymetli hediyesi bu,
Bülbül kanlı yaşlar döker,
Seher vakti bir gül için,
Bu ayrılık sorma niçin,
Dayanılmaz yalnızlığa,
Sardı birden dört yanımı,
Yaşarsın madde dünyasının labirentinde,
Kaybetmişsin ruhunu, kaybolmuşsun maddede,
Gaflet, inkar, nankörlük; seninki son raddede,
Ah o küçük dünyalar, ah o küçük hesaplar,
Alır götürür onlar, bizi batağa saplar,
Ekersin tohumları, biçersin günahları,
Düze inin, teslim olun eşkiyalar,
Sizin yerinize ben çıkayım dağlara,
Bu sevda oldukça isyanlardayım,
Boşaltın damları mahkumlar serbestsiniz,
Sizin yerinize ben gireyim zindanlara,
Seni o uzak şehre emanet edeli,
Kokun taşınmıyor esen rüzgarda,
Sesin çınlamıyor şen, şakrak,
Gölgen adımlamıyor sokakları,
İstanbulu, Boğazı, beni unuttun mu?
Günü geldi, zaman durdu, tarih yeniden yazıldı,
Bir akşam vakti, hatalarıyla mahçup guruptan,
Bir hilal doğdu, ak mı ak, gönülleri ferahlandıran,
Bir rüzgar esti, koptu bayrakları bağlayan paslı zincirler,
Yağız tenli, kömür gözlü yiğitler prangaları kırdılar,
Enginlere açılıp, şişirdiler göğüslerini esen yellerle,
Işıklı vitrin önlerinde,
Nice çocuk ümitleri,
Olmayacağını bile bile,
Boynu bükük bekleşir,
Bir kaç adım geride,
Her kimi sevdiysen güzelim, ben o değilim,
Ben sevmeye değecek bir adam sayılmam,
Yıllar önce öldüm, sen bana rastlamadın,
İnan ki ben yoktum, aslında hiç yaşamadım,
16.03.2004
Gözlerimde denizler biriktirdim,
Yüreğimde volkanlar gizledim,
Ceplerim dolu yalnızlıklar,
İsteyene avuç avuç veriyorum,
Birazcık aklım vardı, onu da sen aldın,
Gençtik, başımızda rüzgarlarımız vardı,
Gençtik, üzerimizde güneş batmazdı,
Gençtik, dünyadaki ilk yıllarımız,
Hayalin gerçekten yoktu farkı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!