Yirmi ekim iki bin
Günlerden cuma
Saat on iki kırkbeş
Bugün çok mutluyum
Bugün sevinçle doluyum
Ben daha varamadım senin vardığın yere
Bulunduğun o yere yollar yeter mi usta
Hamuru karamadım denedim bak kaç kere
Bilmem bildiklerine yıllar yeter mi usta
Sen dört bir tarafını duvarlarla örmedin
Sevgi doluyum
Dallarımda umut çiçekleri
Yıldırmıyor beni hayatın gerçekleri
Pek şanslı birisi de değilim ama
Bilmem ki neden etrafımda dolaşır
Bu uğur böcekleri
Bir sabah uyandığında
Üstünde bir tuhaflık varsa
Ve....bir ihtimal doğruların suçluysa
Kendi kendini sorgula
Daha sonra yargıla
MUHARREM KUŞBURNU
“ERKEĞİN SESİ” Programını sunar…
-Değerli konuklarımız ve Televizyon başındaki değerli seyircilerimiz Erkeğin Sesi programına hoş geldiniz. Muharrem Kuşburnu hepinize saygı ve sevgilerini sunar efendim.
Alkış sesleri arasında Muharrem Kuşburnu ellerini havaya kaldırarak konuşmasına devam etti.
Hiç bir şey kendi saflığında değil
Deştikçe kokular dağılırken dört yana
Belirsizliğin esiri olmuş madalyonun her iki yüzü
Gerilmiş yayları hangi eller bırakacak
Ve sonunda hangi hedefler vurulacak
Parça parça oldu düşüncelerim
Felce uğradı sanki bütün hislerim
Kimler hazırladı ki filmin son sahnesini
Parçalanan sanki benim bedenim
Yazdığı olay oldu ölümü kolay oldu
Toprak unuttu senin o ayak izlerini
Hatırla türk gençliği unutma tarihini
Kaldır artık yerlerden kanayan dizlerini
Hatırla türk gençliği unutma tarihini
İçindeki o kuvvet ayaklandığı anda
Bir zamanlar adı yeşil olan
Körpe bir kız yaşardı buralarda
Kuş cıvıltıları ile şarkılar söyler
Sesi yankılanırdı ovalarda
Yeşil kız gelinlik çağındaydı
Görmek istediğini görebilirmisin
Görünmek istediği gibi görünenlerde
Ya duymak istediğini duyabilirmisin
İşine geldiği gibi söyleyenlerde
Olmazları olamazlar izlerken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!