Ben kurban
kirpiklerin kırık
soluğun sıcak
ne desem
ne sorsam
bedeninde yaralar
Şoreşa sor pir şirîne
Jîyana bo dil,gulane
Hemû gel jî mera tê
Ev ref ê şêr egîdane
Heval hatin li boy me
Werda min xweha min
Û keça mala bavê min
Zare zar ket li dilê min
Rondik tênê çavê min
Kew û kevaka dilê min
Yangın yeri olan yaşadığımız şu topraklarda
Bir bahar bir yazımız
Birde acı ile dolu geçen günlerimiz var
Baharımızı acıttılar, içimizi kanattılar
Yazımız hazana
Ülkemiz uçsuz bucaksız mezara döndü
Şu yâd elleri bana dar gideyim dağlara,
Ben bahara gönül verdim, gitsem mi bağlara…
Ağ çilem ağ, vaylar bana gurbet yedi beni
Yeşil dağlar, ırak yollar yine kaldım ben bana.
Ben deli divane oldum! Yolları gözlerim,
Peyderpey artan sancılar,
Bedene giren acılar!
Şinda’m henüz gençtir;
Hayat dolu taze bir gelin,
İnim inim inelemesin…
Feriyad-ı figan bağırmasın,
Ve kurşunlan bedenim!
Oluk oluk akan kanım
Ben işçiyim,köylüyüm
Kırda,şehir,köydeyim.
Dostlar ey siz canlarım!
Sevmek gülü ve çiçeği dalında,
Koparmadan onları
Çayırda,bayırda,yaylada
Dokunmadan yapraklarına
İnçitmeden döyasiya öpmektir
Buğday Meydanına yağlı urganlar asılı
Seyid Rıza’nın boynuna da birde yafta bantlı
Hiç bu kadar acımasız olur mu? İnsanoğlu
Xarpêt’te Pir Seyit Rıza’nın elleri bağlı
Emir ferman verdiler eli kanlı paşalar
Ömrümü yedin bana acılar verdin
Her an dilimde söylenen bir ezgisin
Gözlerim yolda hep seni arar-durur
Seyrüsefer olup niçin benden kaçarsın
Sevdamsın; derdimsin, kederimsin
hakikaten duygu dolu ders verici nitelikte bir şiir, kutlarım.