Anlatabilmek sevdayı
Dört duvara
Örselenmiş parke taşına
Duvarda gülen adama
Bası öne bakan öksüze
Namus namus diye bağıran amcaya
Bir nefeslik… Günaydın…
Önce bir nefes al,
Sonra içinde tut,
Hisset…
Algıla…
Gençlik dönemiydi
Yıllar önce ekmiştim o sevdayı
Uzun yıllar sonra özlemle döndüm oraya
Yoktu... Orda değildi
Benim ekmiş olduğum sevdayla
Hem de iz bile bırakmadan
Satır başı…
Bir muamma geçen zaman,
Bir yaşanmışlıktır saniye saniye yaşananlar,
Bir daktilo misali,
Satır bitti,şaryo,
Güzelim…….
Senin o gizemli
Tarihe hesap sorarcasına durusun
Baygın bakan erkeklerin eriyişine
Engel mi sanırsın kıyafetin.
Kayan yıldızları kıskandıran
Yeni bir yelkenli
Dönmemek üzere;
Açılmış bugün engin denizlere
Kaptanı tanıdık;
Her an anımsayacağım.
Yelken açmış
Saçlarım ağarmış olmuş kar beyazı,
Yanaklarımsa solgun
Bir busede Fark edilen çizgilere
Diyorlarki sen olgunsun olgun.
Artık çok yoruldum
Hüzün çöktü yüzüme
Gözlerin takılır
Bir kadeh daha,
Koşarsın dosdoğru
Gözbebeğinin hedefine.
Şahin edasında süzülerek
Nam salarsın göklerde;
Yeni diyarlar, ufuklar arıyorum
Lakin hiç görmediğim veya bilmediğim
Toprağına henüz dokunulmamış, çomak sokulmamış
Yaban kuşlarının bile uğramadığı
Toprağın yağmur özlemi duymadığı
Karların örtü diye kullanılmadığı
Bir ışık sızar gözlerine,
Yoğunluğundan kamaşır,
Zaman zaman gider ve durursun,
Olduğun yolun sonuna doğru,
Hiç düşünmeden,
Gözlerini dikmiş bakarsın ışığa,
Ey silueti olduğum...
Vakit içinde;
Yaşam denen bir muammaya sığınan,
Alıp vermek arası ilişkiler değil mi?
Hareketi esas alıp; seni var eden…
Bağlanmıştın oysa şahdamarına;
Uçsuz bucaksız ihtimaller denizin balığı,
Ne altında mutlu olabildin, ne üstünde
Geçer Ömür dediğin;
Rabbim insana yaşamı bağışlamış, en özelini vermiş, en kıymetlisini kendinden olanı vermiş ve içinie koymuş…
Toprağı kanla canlandırmış, can katmış, çoğalması için su vermiş bir nefeslik ve emretmiş günü geldiğinde emanetimi alırım diye…
Evet, geçer ömür dediğin; ...
Kaçamak Tat…
Bugün yorgunluk süzülüyordu gözlerimden,
Gözkapaklarım ağırlaşıyordu sinsice,
Kahvenin tadı ile ayakta kalıyordum,
Tam o anda senin o gözlerin deydi gözlerime…
Bir irkilme,
Bir uyanış,
Bir usulca dokunuşla,
Bir yeşil değmişti gözlerime… < ...