Nefsime uyarak gezdim dolaştım
Geldim kapındayım al içeri yar
Dolaştıkça müşküllere bulaştım
Geldim kapındayım al içeri yar
Anladım şefkatle saran kol senin
Eğer dilemişse Cenabı Mevla
O’nun tarafından ol denilecek
Anne karnı Cennet ne hoş ne âla
Bekliyoruz haydi gel denilecek
Gün erer haftaya haftalar aya
Sevdalar
Her gönülde ayrı renkte bitiyor,
Sır yüklüdür, çözülmemiş sevdalar.
Gözlerimde buram buram tütüyor,
Türküleri yazılmamış sevdalar.
Söz söyle ki ipeklere eş olsun,
Söz söyle ki gönülleri yıkmasın.
Söz söyle ki tatlı olsun, hoş olsun,
Söz söyle ki dilimizi yakmasın.
Söz söyle ki duyuları yoklaya,
Bu gece ben sensizliği düşündüm
Yıldızlar aniden sönüverdiler.
Çıkış var mı diye geriye döndüm.
Perdeler ard arda iniverdiler
Sen var iken her şey temizdi aktı.
Devlet kuşu konmuş idi başına
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Bir gününü geçirmedi boşuna
Ne muhtardı bizim köyün muhtarı
Heykel gibi bir müzelik eserdi
Çiçeklerle muhabbete başladım
Hepsi birden al kalemi yaz dedi
Mor sümbülle bağlarımı düşledim
Sarı çiğdem eksiğimiz saz dedi
Kırmızı gül âşka döktü sohbeti
Bu dünya çile dünyası kullarda çile çeker
Gelen geçer konan göçer yollarda çile çeker
Altın kafese konsada ona zindan sayılır
Bülbül gülü yoklamasa güllerde çile çeker
İnsan oğlu tohum gibi kainata ekilir
Öyle bir sancı ki belime vurdu
Rengimi soldurdu böbrek taşlarım
Acep fabrikada grev mi oldu
Yine baş kaldırdı böbrek taşlarım
Şifalı sularla çekip gitmedi
DURSUN GARDAŞLIK
Emekli olalı arayı aştın
İlgin var mı köyle Dursun gardaşlık
Nereleri gezdin nere ulaştın
Ötekiler şöyle Dursun gardaşlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!