Neredesin diye soramıyorum
Uzak illere gittin bulamıyorum
Hasreti bıraktın elinle yanıma
Git desem de gönderemiyorum
Bahtı gülmeyen sanma sonun hüsran olur
Bahtında ki acılar yok olur mutluluk seni bulur
Sanma acılar her an kapında durur sinene vurur
Acılar bir gün sabrını görür çeker giderken yorulur
Ben yolun başındayken sen sonunu seçtin
Giden sendin isteyen sendin ben kabul ettim
Gitmek çözüm değildi sen çözüm sandın kaçtın
Gitmekle bitmiyor aşk yaşamakla aşkla ömür bitiyor
Sen yanımdayken ellerin doluydu
Sen gittikten sonra neyim varsa bom boş oldu
Kul Mehmet
Her şeye rağmen güzeli sevmek
Güzel olanı bulmak gerek
Kollarını herkese açarak
Hem de gönülden gülümseyerek
Haydi, durmayın gelin gelin diyerek
Sararak sarılarak güzeli bulmak gerek
Sen görmedin ben görmedim
Bu nasıl sevda bu nasıl iş
İkimizde mi kör müydük göremedik
Sevda diye boşluğa sarılmışız
Bana eşlik eden hayata doyumuyla yazmayı Rabbim yardımıyla hediye etti. Rabbimin anlatma gücünü verdiği bu muhteşem gücüyle, yazmaya başladım. Bu yaştan sonra bana yazmak düşmüştü şükür ettim Rabbime binlerce kez. Yaşamak ve okumak yazmak bu üç kelime, bana hediye edilen beklentimmiş, beni beklermiş, bekleterek vardıran buluşturan Rabbime binlerce kez şükür. Yıllarca içimde bekleyen beklentilerim dileklerimle beni beklerken, şimdi sizlerle buluşturuyor. Hayallerim ve ben sizler kısaca biz satırların arasında, gülümserken âleme bir gülümseme bırakmak peşinde olduğumuzu fark ediyorum.
Farkı fark etmek için, farklı bakış gönül açısıyla bakmak gerekir baktırtan gösterten Rabbime şükür. Bundan sonra yazmaya adanmış bu gönül, Rabbim izin verdiği müddetçe yazacak inşallah. Hem kelimeler sözler heceler aşkla yazılmışken, nasıl aşkla yazılmasın ki? Aşkla gece gündüz her an yazdırtan Rabbim iken, nasıl aşksız yazıla bilinir ki? Yazarken kendimi size yazarken sizin gönül dünyanıza evinize misafir oluyorum, bu eşsiz bir lezzet tarifi bulunma ve anlatılmaz ki anlatayım! Gönül gözümle gönlünüzde gezinirken o derin farkı görebiliyorum hayatın değil de hayatı zehir edenlere karşı sabırla yürüttüğünüz çaba sizi ötelere, içinizde sancılar olsa da taşıyarak, hayatı zehir edenlerin ölürken ıstırabını çaresizliğini hissetmemek mümkün mü?
Sonsuzluğa yolcu eden âlem içindeyim
Götüren treni istasyonda beklemekteyim
Birinci vagon birinci mevki olmasa da yerim
Yaşarken hakka secde eden kullardan biriyim
Biliyorum bir daha geri dönmeyeceksin
Kader seni zorlamadan sen gelmeyeceksin
Hasret içinde bir ömür boynun bükük kalsa da
Beni bir seven gibi sen artık hiç öpmeyeceksin
Hicran yollarımızı kapatmış benimle gülmeyeceksin
Ağlarsan ağlayanın yanında olursan cennette gülersin, güleni ağlatırsan yalnızlığa itersen cehennemde feryat ederken bağırarak kıçını yırtarak sessizce feryat edersin yalnız kalırsın, ama anlayamazsın seni duyan olmaz, ne verirsen elinle oda gelir seninle.
Ağlayanı güldürmek bu dünyada gülmek için değil, ahirette gülmek içindir. Yani bir taşla dört kuş yakalamaktır.
Kaybolma karanlıkların koynunda, gönlünde olan sevgiden merhametten bir parça dağıt, yık parçala karanlıkları, ışıklar içinde gönüllerde huzurla yaşa.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!