Dinledikçe eski şarkıları,
Bir garip duygu çöker içime.
Önce sen gelirsin aklıma,
Sonra hayalin belirir,
Yavaş yavaş karşımda.
Buruklaşırım karmaşık düşüncelerle,
Bugün seni gördüm bir tanem.
Sana bakan gözlerim
İçimde kopan fırtınaları,
Anlatmaya yetmedi.
Yetmedi bir tanem,
Esen aşk rüzgarının şiddetini
Şöyle karşımda dur.
Dur da seni seyredeyim,
Saatlerce, günlerce.
O güzel yüzüne bakayım,
Haftalarca, aylarca.
Eğer ki kalkıp gidersen;
Bana bakan gözlerinin karanlığında
buldum seni.
O gözlerinle karanlıklar içinden
sen çıkardın beni.
Şimdi benim gözlerim karanlık, neden?
göremiyorum seni,
Gözlerini öyle dikip bakma bana,
Belli ki bir kaç güne kalmaz öleceksin.
Belki kolay geliyor dışarıdan bakana,
Oysa ki neler çektiğini yalnız sen bileceksin.
Gözlerim seni görmeyeli yıllar oldu,
O gözler şimdi bana küskün.
Tatlı sesini duymayalı mevsimler oldu,
Kulaklarım bana dargın.
Ellerini tutmayalı aylar oldu,
Ellerim artık hissiz.
Ellerini ilk kez tuttuğum sahildeki banklar yoktu yerinde,
Yakamozlara baktım, böyle iki deli yürek,
Böyle bir sevda görmedik dediler ömrümüzde,
Deniz şahit, balıklar şahit, ay şahit.
Gözlerimden yuvarlanan yaşlar ay oldu, balık oldu, deniz oldu,
Dedim; böyle bir aşk kaldı mı günümüzde?
Yüreğimi sınamayın; aylarınız, yıllarınız hatta ömrünüz yetmez.
Sevgimi de hiç ölçmeyin; kalbiniz, şehriniz hatta memleketiniz kar etmez.
Canımı acıtmak için ise; bir söz, bir şarkı, bir suskunluk yeter.
Gözümde yaşlar biter, canım çıkar, yine de sesim gitmez.
Bugün, İzmir gibi
Puslu yüreğim,
Ağlaya ağlaya unutmak değil,
Bağıra bağıra sevmek niyetim.
ne kadar değilde neler yaşayabildiğiniz önemli..şiirin ana teması bu olsa gerek..hepimizinde bildiği ama zamanı hoyratça harcarken görmemezlikten geldiğimiz gerçekler...kutlarım