Mevsimler gibi ömrümüz
Gül açacak gül solacak!
Bir hoş sada bırakmalı
Hayırla yâd edilecek!
Bir hiçlikten yaratılan
Bir gün de aynı,bin yıl da
Gelir geçer sayılı gün.
Bazen sevinç bazen hüzün
Anılar kalır akılda.
İç içe hayatla ölüm
Her güzel haslet gibi
Sahicilik de kaldı mazide.
Samimi sohbetler arkadaşlıklar
Artık eski filmlerde.
Ne çok değişti insanlar
Harap olmuş dirlik düzen
Rabbim sen koru bizleri.
Kardeştir kardeşi üzen
Rabbim sen koru bizleri.
Diller hep yalan şakırsa
Bir yel esti, kuruttu bağımızı
Yarım kaldı yine sevinçlerimiz...
Yine ah, yine hüzün, yine acı..
Değişmeyen acının pençesindeyiz.
Ölmek niye kolay da yaşamak zor?
Ah neylersin,kapımızı çaldı ölüm
Bahar da hazan da kaderiymiş gülün.
Gelen gidermiş,böyle yazılmış hüküm !
Tadımız yok,neşemizi aldı ölüm...
Neylersin, insan için ağlamak, gülmek
Yerin yurdun neresidir?
Ah, Limni’de yatan Sultan!
Bu bir gönül yarasıdır
Ah, Limni’de yatan Sultan!
Dünya zalime olsun dar
Dünyayı verseler,yerin dolmuyor Anne
Sensizliğin zehri aktı tatlı aşıma.
Gönlüm solgun,mevsim bahar olmuyor Anne !
Mevsimler karışıp gidiyor gözyaşıma
Sen gideli yüzüm,yüzüm gülmüyor Anne !
Zıtlıklar sahnesinde dönüyor hayat
Taş gibi,kemik gibi soğuk bir yanımız
Öbür yanda alevler,yanıyor canımız
Genç bedenlerde bir bir sönüyor hayat.
Zifiri karanlıklarda yarasa şöleni
Çaresizlerdi, anlatılamayacak kadar çaresiz
Doğdukları yerde öldüler, sessiz ve asil
Ağaçların olmadığı dünyada kuşlar uçabilir mi?
Alev alev savrularak ölüm saçan ateş!
Sen ne hain, sen ne kötü bir şeysin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!