Vişneler kırmızı,güllerimiz beyazdı
Rabbimin armağanı altın gibi yazdı.
Zorlu bir kıştan sonra gelmişti geçen yaz,
Bambaşkaydı,gökte bulut,dalında kiraz.
Anlamadım bu işi ben,devran nasıl devrandır?
Yalancının yalanını ifşa eden yalancı...
Kötülerden hep söz eden kendi olmuş talancı
Mala,mülke,menfaate tapılan bu zamandır.
Asaletin adı kalmış,güzel huylar yabancı
Çok insan gördüm oğul, çok insan
Şeklen insan, özünde yok insan.
Az bulunur cevher, bu alemde az
Çoktur, açtan bihaber tok insan !
Söze geldi mi yiğit de çoktur
Sana tutundum Anne,hayata koştum
En nazlı çiçeği taşıyan dal gibi
Taşıdın beni,büyüdüm olgunlaştım
Elli yılım Seninle geçti yel gibi.
Babam gurbetteydi,sen kol kanat oldun
Dün gece sen uyurken
Yıldızlar göz kırptı sevgiyle
Ve seni seyrettiler sessizce.
Yıldızlar yorganındı.
Deniz en sakin haliyle
Ninniler söyledi, sevgi barış sözcükleriyle
Sevgili ceviz ağacı!
Neşesi güzel bahçemin.
Açıp yana kollarını
“Buradayım” der gibisin.
Bazen salınırsın yelde
Ne can yakan bir çelişki bu,hiç bitmiyor
Kimi köşkte,kiminin ocağı tütmüyor.
Bu cennet vatan için verilirken canlar
Ortalıkta dolaşır sahte kahramanlar!
Can yakma sakın, can yakma ki canın yanmasın
Can yakan bedbaht iki alemde de onmasın.
Bir damla suya hasret kalsın yansın,kanmasın
Can yakma sakın, can yakma ki canın yanmasın.
Gün gelir,gün gelir muhakkak kurulur mizan
Bu bayram imkanı yok bilsem de,
Birkaç günlüğüne çocuk olsam.
Tarifsiz bir sevinçle, hasretle koşup evimize
Anneciğime babacığıma doyasıya sarılsam.
Lastik ayakkabılarımla yürüsem sonra
Bir karanlık ki…
Yutmadığı ışık kalmadı
Daha, daha zifiri olmak için
Bütün çabası.
Bir karanlık ki..




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!