Allah yolunda koşar, gamlanmaz şu cân için
Cennet’e koşar Mehmed, o yüce ihsân için
Fedâdır Hakk’a o er, bir ân bakmaz geriye
Ne ana baba için, ne mahzûn cânân için
Mermilerden de hızlı dalar er meydânına
Tek Allâh içindir o, ne nâm ne de şân için
Geri dönülmez bir yol, Mehmed’in gittiği yol
Sebildir temiz kanı, Rızâ-yı Rahmân için
Kükremiş aslan gibi atılır ordulara
Çarpar yüreği aşkla Nebiyy-i zîşân için
Geçit vermez bir dağdır bekler hudûdu Mehmed
Mevlâ’ya adanmış yurt, şu cennet vatan için
Şehidlerin nûruyla tâclanmış heybetli dağ
Aşılmaz bir siperdir sînesi îmân için
Gökten gelen Hak Söz’ü, yükseltmek tek gâyesi
Kurbân olmuş severek o Yüce Fermân için
Cân verir korkusuzca Mevlâ’nın buyruğuyla
Hazırlanmıştır Cennet o şanlı kurbân için
Hayrân ona aslanlar, aman bilmez kaplanlar
Düşmez kibre gurûra kapılmaz bir ân için
Rahmân’ın huzûrunda eğilir huşû ile
Şefkat dolu bir kalbdir, Hak dostu yârân için
Gökten inen yıldırım, şimşek yüklü tûfandır
Hakkı inkâra sapan her zâlim düşmân için
Önünde durulur mu, ona bend vurulur mu?
Dünyâda sedd bulunmaz o azîm tûfân için
Mermi bakışlı kartal, kurşun dalışlı şâhin
Tutacak bir kafes yok, böyle hür doğan için
Geri durmaz savaştan, devrân dönüp dursa da
Şân veren bir kılıçtır, cenklerde merdân için
Boğaz boğaza gelir çekinmez zâlimlerden
Çökertir mağrûrları ibret-i devrân için
Kavaklarca boyludur, çınarlarca köklüdür
Cennettir asıl yurdu sonsuz bir zamân için
Firdevs cennetlerine koşar hasretle Mehmed
Ölümsüzlük var, şân var, o pâk kahramân için
Şimşekten bir küheylân iner gibi göklerden
Girer cenk meydânına, şereftir meydân için
Aslanca yeleleri karışır rüzgârlara
Şahlandı mı ateştir, zâlim saldırgan için
Ejderhâlar misâli gürler düşmân üstüne
Ölüm korkusu yoktur, o ak küheylân için
Hakk’a sevdâlı bir kan coşar damarlarında
Vermez bir damlasını rütbeyle nişân için
Lâl, mercân, yâkût gibi saklar hazînesini
Büyük gün geldiğinde kurulan mîzân için
Başka kim tartar Mehmed, senin mücevherini
Cennet bahşetmiştir Hak, o şerefli kan için
Rabbine doğru gider dostlar kâfilesiyle
Dünyâ bir gölgeliktir o yolda koşan için
Kader kalemi yazmış, yolcu diye ismini
Rahmân’ın huzûruna varacak kervân için
Aç susuz zahmetlerle duâlı nöbetlerdir
Defterinde yazanlar o kudsî dîvan için
Rumeli Anadolu, şehidlerle dopdolu
Cennettir Gelibolu o yiğit aslan için
Cennette Nebîlerin komşusu olur şehîd
Ne büyük saâdettir bu lûtuf insan için
Bağrına basar onu, dilerim Azîz Nebî
Fânî sözler yeter mi o şânı beyân için?
Âlemlere Rahmettir Allâh’ın Son Elçisi
Sâdık bir dâvetçidir vahyolan Kur’ân için
Şehâdet şerbetini içmiştir nice yiğit
O Elçi’nin aşkıyla yükselen ezân için
Allâh’a bir çağrıdır o mukaddes gür sadâ
Kurtuluş müjdesidir felâhtır cihân için
Ebedî selâm olsun Hâtemennebiyyîn’e
Dâvet eyler kulları mağfiret ğufrân için
Güneş gibi ahlâkı, arşa ulaşan aşkı
Temizler sîneleri ol Melik Sübhân için
Hakka senâlar etsin gökte melekler Mehmed,
Şehidler ordusuyla yazdığın destân için
Çok kudretler vermiştir Kâdir-i Mutlak sana
Bir azabdır gazabın, her azgın şeytan için
Hançer hançerdir pençen, gök gibi gürler sesin
Tek bir vuruşun kâfî bir sürü sırtlan için
Nâmahrem göz dikmesin secdegâhlar yurduna
Yok eden bir şimşeksin, zulümle küfrân için
Gülle olup indin mi inkarcının başına
Bir daha kalkamaz hiç, Allâh’a isyân için
Sen yiğit bir aslansın, tahtında sultân gibi
Bir kükreyişin yeter gürleyen orman için
Cenk eyleyen kaplansın zâlim gürûha karşı
Ardınca ağlanmaz mı öyle bir kaplan için?
Mahzûn olmaz mı kalbler, titremez mi yürekler?
Bir korkusuz cengâver, Hak eri civân için
Gözünden yaşlar döker, neylesin anacığın
Sen bir kuzusun Mehmed, o mahzûn ceylân için
Aslanım diye sever kınalı kuzusunu
Hakkın ihsânısın sen şerefli anan için
Cennet için yeşermiş zümrüd yapraklı filiz
Ağlamaz mı yerle gök, gömgök bir fidan için?
Ter ü tâze bir gülsün, saf ana yüreğinde
Sevip büyütmüş seni bâkî gülistân için
Rahmete eriştirsin Rabbin anne-babanı
Yüreklerini saran târifsiz hicrân için
Arşının gölgesinde âb-ı Kevser içirsin
Ciğerlerini yakan âteş-i sûzân için
Elmas tâclar kondursun secdeli başlarına
Gözlerinden dökülen inciyle mercân için
İftihârım şehîdim, baştâcım nûr yiğidim
Sâde şu gözyaşım var sana armağan için
Dağlarca dalgalanan ummân gönüllü yiğit
Şu bir damla gözyaşı neylesin ummân için?
Ey merd oğlu merd Mehmed, Allah’dandır mükâfât
O sînende parlayan tertemiz vicdân için
Bana sencileyin bir ecdâd bahşeylemiş ya
Bir lâyık söz bulamam Allâh’a şükrân için
Son Elçinin ashâbı “merhâbâ” desin sana
Nurdan tahtlar üstünde, sohbet-i irfân için
Haber indirmiştir Hak, mukaddes kelâmında
O dostların şânını cihâna i’lân için
Habîbin sâdıkları, vefâkâr âşıkları
Hepsi birer yıldızdır her bir müslüman için
Irmaklarla donanmış naîm cennetlerinde
Şükürdedir o dostlar bahşolan emân için
Arşa değen başına tâc eylesin güneşi
Sen ki cânını verdin, Ol Hâlık Sultân için
Yeşil kuşlara seni süvârî eylesin de
Uçursun meleklerle, cenneti seyrân için
Şehîd yazsın rütbeni, eriştirsin dîdâra
Cennet’te övgüler sun Yüce Yaradan için
Sadra şifâdır gönül, şühedânın sevgisi
Rahmân’ın ihsânıdır o sevgi şu cân için
Kayıt Tarihi : 2.5.2017 15:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!