Mehmed Şiiri - Salih Şanlı

Salih Şanlı
473

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Mehmed

Allah yolunda koşar, gamlanmaz şu cân için
Cennet’e koşar Mehmed, o yüce ihsân için

Fedâdır Hakk’a o er, bir ân bakmaz geriye
Ne ana baba için, ne mahzûn cânân için

Mermilerden de hızlı dalar er meydânına
Tek Allâh içindir o, ne nâm ne de şân için

Geri dönülmez bir yol, Mehmed’in gittiği yol
Sebildir temiz kanı, Rızâ-yı Rahmân için

Kükremiş aslan gibi atılır ordulara
Çarpar yüreği aşkla Nebiyy-i zîşân için

Geçit vermez bir dağdır bekler hudûdu Mehmed
Mevlâ’ya adanmış yurt, şu cennet vatan için

Şehidlerin nûruyla tâclanmış heybetli dağ
Aşılmaz bir siperdir sînesi îmân için

Gökten gelen Hak Söz’ü, yükseltmek tek gâyesi
Kurbân olmuş severek o Yüce Fermân için

Cân verir korkusuzca Mevlâ’nın buyruğuyla
Hazırlanmıştır Cennet o şanlı kurbân için

Hayrân ona aslanlar, aman bilmez kaplanlar
Düşmez kibre gurûra kapılmaz bir ân için

Rahmân’ın huzûrunda eğilir huşû ile
Şefkat dolu bir kalbdir, Hak dostu yârân için

Gökten inen yıldırım, şimşek yüklü tûfandır
Hakkı inkâra sapan her zâlim düşmân için

Önünde durulur mu, ona bend vurulur mu?
Dünyâda sedd bulunmaz o azîm tûfân için

Mermi bakışlı kartal, kurşun dalışlı şâhin
Tutacak bir kafes yok, böyle hür doğan için

Geri durmaz savaştan, devrân dönüp dursa da
Şân veren bir kılıçtır, cenklerde merdân için

Boğaz boğaza gelir çekinmez zâlimlerden
Çökertir mağrûrları ibret-i devrân için

Kavaklarca boyludur, çınarlarca köklüdür
Cennettir asıl yurdu sonsuz bir zamân için

Firdevs cennetlerine koşar hasretle Mehmed
Ölümsüzlük var, şân var, o pâk kahramân için

Şimşekten bir küheylân iner gibi göklerden
Girer cenk meydânına, şereftir meydân için

Aslanca yeleleri karışır rüzgârlara
Şahlandı mı ateştir, zâlim saldırgan için

Ejderhâlar misâli gürler düşmân üstüne
Ölüm korkusu yoktur, o ak küheylân için

Hakk’a sevdâlı bir kan coşar damarlarında
Vermez bir damlasını rütbeyle nişân için

Lâl, mercân, yâkût gibi saklar hazînesini
Büyük gün geldiğinde kurulan mîzân için

Başka kim tartar Mehmed, senin mücevherini
Cennet bahşetmiştir Hak, o şerefli kan için

Rabbine doğru gider dostlar kâfilesiyle
Dünyâ bir gölgeliktir o yolda koşan için

Kader kalemi yazmış, yolcu diye ismini
Rahmân’ın huzûruna varacak kervân için

Aç susuz zahmetlerle duâlı nöbetlerdir
Defterinde yazanlar o kudsî dîvan için

Rumeli Anadolu, şehidlerle dopdolu
Cennettir Gelibolu o yiğit aslan için

Cennette Nebîlerin komşusu olur şehîd
Ne büyük saâdettir bu lûtuf insan için

Bağrına basar onu, dilerim Azîz Nebî
Fânî sözler yeter mi o şânı beyân için?

Âlemlere Rahmettir Allâh’ın Son Elçisi
Sâdık bir dâvetçidir vahyolan Kur’ân için

Şehâdet şerbetini içmiştir nice yiğit
O Elçi’nin aşkıyla yükselen ezân için

Allâh’a bir çağrıdır o mukaddes gür sadâ
Kurtuluş müjdesidir felâhtır cihân için

Ebedî selâm olsun Hâtemennebiyyîn’e
Dâvet eyler kulları mağfiret ğufrân için

Güneş gibi ahlâkı, arşa ulaşan aşkı
Temizler sîneleri ol Melik Sübhân için

Hakka senâlar etsin gökte melekler Mehmed,
Şehidler ordusuyla yazdığın destân için

Çok kudretler vermiştir Kâdir-i Mutlak sana
Bir azabdır gazabın, her azgın şeytan için

Hançer hançerdir pençen, gök gibi gürler sesin
Tek bir vuruşun kâfî bir sürü sırtlan için

Nâmahrem göz dikmesin secdegâhlar yurduna
Yok eden bir şimşeksin, zulümle küfrân için

Gülle olup indin mi inkarcının başına
Bir daha kalkamaz hiç, Allâh’a isyân için

Sen yiğit bir aslansın, tahtında sultân gibi
Bir kükreyişin yeter gürleyen orman için

Cenk eyleyen kaplansın zâlim gürûha karşı
Ardınca ağlanmaz mı öyle bir kaplan için?

Mahzûn olmaz mı kalbler, titremez mi yürekler?
Bir korkusuz cengâver, Hak eri civân için

Gözünden yaşlar döker, neylesin anacığın
Sen bir kuzusun Mehmed, o mahzûn ceylân için

Aslanım diye sever kınalı kuzusunu
Hakkın ihsânısın sen şerefli anan için

Cennet için yeşermiş zümrüd yapraklı filiz
Ağlamaz mı yerle gök, gömgök bir fidan için?

Ter ü tâze bir gülsün, saf ana yüreğinde
Sevip büyütmüş seni bâkî gülistân için

Rahmete eriştirsin Rabbin anne-babanı
Yüreklerini saran târifsiz hicrân için

Arşının gölgesinde âb-ı Kevser içirsin
Ciğerlerini yakan âteş-i sûzân için

Elmas tâclar kondursun secdeli başlarına
Gözlerinden dökülen inciyle mercân için

İftihârım şehîdim, baştâcım nûr yiğidim
Sâde şu gözyaşım var sana armağan için

Dağlarca dalgalanan ummân gönüllü yiğit
Şu bir damla gözyaşı neylesin ummân için?

Ey merd oğlu merd Mehmed, Allah’dandır mükâfât
O sînende parlayan tertemiz vicdân için

Bana sencileyin bir ecdâd bahşeylemiş ya
Bir lâyık söz bulamam Allâh’a şükrân için

Son Elçinin ashâbı “merhâbâ” desin sana
Nurdan tahtlar üstünde, sohbet-i irfân için

Haber indirmiştir Hak, mukaddes kelâmında
O dostların şânını cihâna i’lân için

Habîbin sâdıkları, vefâkâr âşıkları
Hepsi birer yıldızdır her bir müslüman için

Irmaklarla donanmış naîm cennetlerinde
Şükürdedir o dostlar bahşolan emân için

Arşa değen başına tâc eylesin güneşi
Sen ki cânını verdin, Ol Hâlık Sultân için

Yeşil kuşlara seni süvârî eylesin de
Uçursun meleklerle, cenneti seyrân için

Şehîd yazsın rütbeni, eriştirsin dîdâra
Cennet’te övgüler sun Yüce Yaradan için

Sadra şifâdır gönül, şühedânın sevgisi
Rahmân’ın ihsânıdır o sevgi şu cân için

Salih Şanlı
Kayıt Tarihi : 2.5.2017 15:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Salih Şanlı