Bu şehir yalan
Bu şehir gri sensiz
Caddeler boş
Hava yağmurlu
Sokak kedileri ıslak
Odamda tek başımayım
Akşam üstü
Kimsecikler yok etrafta
Kirli bir ışık giriyor pencereden
Sesiz bin çığlık kopuyor yanımdan
Bir kuş ağlıyor uzakta
Yalnızlık varsa sonunda, ölüm
Tut ki bıraktın tüm nefsini, nefesin gibi
Elinde ne kaldı 5 vakit namazdan başka,
Hesabı sorulur elbet bu günlerin,
Yarınların olacak mı diye, hayallerinin
Bugünü yaşamayı unutan nefsinin
son karanlık sularda
vardı bir keramet
yıldızları takip edip
sandala vuran dalgalarda
görmek yalnızlığı
avunmak yakamozların
Treni kaçırdım
Gençliğim
Anılarım
Dostlarım
Çocuksu bakışlarım
Küçükken kurduğum hayaller
Ses, soluk aldı başını yine
Yalnızlık davul zurna çalıyor soğuk koridorlarda
Karanlık işlemiş yalnızlığı tüm gücüyle duvarlara
Hafiften su kaçıran musluk damlıyor
Belki de yalnızlık ağlıyor
Dışarıda beyaz bir örtü
Köşegen bir aşkımız vardı bizim
Sırt üstü yıldızları seyrederdim
Gözümün ucuyla birleştirirdim yıldızları
Hep köşegen uzardı aşkımız
Biz hep gök yüzündeki başka üçgenlerdeydik
Hatta aşkımız şekilsiz köşegenlere hapsoldu
Yokluğunu tüketiyorum
Sensiz geçen her anımı
Dakikaları, saatleri, günleri
Kendim için yaşadığım zamanları
Temiz bir sayfaya yazıyorum seni
O güzel kızı çiziyorum mısralarımda
Yine başı boş yürüyorum
Gökyüzü hafif güneşli
Özgür kuşlar uçuyorlar
Simitçi, kahveci ve gazozcu aynı yerlerindeler
Herkesin keyfi yerinde gibi
İki aşık el ele, sarmaş dolaş
Bir bakışında saklı sana aşık oluşum
Nedensiz bir gülüşünde
Söyleyemediğim kelimelerimde
Aşık oluşum sana kolay değil
Yorgun hislerim
İhtimallerin sarhoş ettiği düşlerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!