Alaca karanlığın loşluğu çökerken odama,
İçime bir hüzün; Dalga, dalga yayılır.
Güneşin fersiz ışıkları vururken cama,
Sessiz ve dolan gözler kızıl ufka çevrilir.
Mazim; Bir film şeridi gibi, geçerken gözüm önünden,
Seçmeye çalışırım, mutluluk olan sahneleri.
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?