Maya ve Küf Şiiri - Nilsu Güleş

Fiziğe göre, bir cisim yeteri hızla dönerse, insan gözü algılayamaz
Hani gözden ırak gönülden ırak ya
Daha da hızlanırsa
Yaşadığımız boyutu aşabilir
İşte böylesi hızla
Pervane olsam etrafında
Belki görmezsin ama bilirsin varlığımı, avunursun bunla
Çevrende olduğumu bilirsen her daim
Görmediğin her an dahi beni
Sadece fazla hızlı bir pervaneyim sana diye

Eğer daha da hızla dönersem etrafında senin
Sana dair uzay zaman boyutunu terk edebilirim o zaman
İşte o zaman huzura erer ruhum
Eğer böylesi frekansta titreşirsem
Senin ekseninde fakat senden kaçmaya çalışırken geçer ömrüm
Yeterince hızlı dönebileceğim niyetiyle sana
Senden öte boyutlarda yine sana dönerim
Sen diye bu hızla titreşirken
Tüm kemiklerimi paramparça edebilirim
Ne fark eder?
Sana dönmeye çabalarken tuzla buz olan organlarım
Ha sana dönerken ha senin ekseninde
Sana diye
Atom çorbası oluyor her takdirde

Ey sevgili
Fiziğin sınırlarını zorladığım amaç
Şimdi başka bir evrende sana dönerken nerede yanlış yaptığımı tartışıyorum aklımla
Fazla hızlı dönmüş olabilir miyim
Bu hızla aklımı peynir ekmek diye erzak yapıp ekseninde yok olmaya adadım bugün

Tarih boyunca tüm milletlerin ortak keşifleri: Bira, ekmek, şarap, peynir ve tekerlek
Ruhuma bıraktığın çaresizlik mayasıyla fermente oluyorum kendi karanlık ve nemli zindanımda ben de böyle
Mayalandıkça sarhoş oluyorum, şişiyor içim
Kabarcıklarımı patlatıyor gülünün dikenleri ve yerlerinde zambaklar açıyor
Unutuyorum sevmeyi
Sarhoş oldukça seni içime kazıyor, mayalanıp katmanlandıkça daha derin bir yere gömüyorum

Artık her gün düşünmüyorum seni
Yalnızca içtiğimde
Fakat insanlığın ortak buluşları gibi
Yüzlerce yıl önce ne içiyorsa insanlar yine ona kanıyorum
Ne ile taşıyorlarsa yüklerini
Ben de onun gibi dönüyorum sana
Böyle antik böyle köklü böyle derin

Burnumda peynir kokusu
Hapsolduğum taş mahzenlerin ıslak duvarlarında yankılanıyor adın
Paslı anahtarını bağladım bir güvercinin ayağına
Tembihledim ki seni bulsun
Gel kurtar beni, geç kaldın
Mayalanmakla çürümek arasındaki sırat köprüsünde sek sek oynuyorum çünkü
Gelmediğin her saniye daha da agresif çırpınıyor karnımda kelebekler
Ve dengemi kaybedeceğimden korkuyorum
Sana ihtiyacım var, ya da sadece senin fikrine

Bira ve peynir aşkına
Bu mahzende açlıktan
Aklımı da yedim
Deliriyorum galiba