62
Ölüm uykusuna düşeceğim yeniden
Can sıcağına
Gül yanağına ineceğim usulca
Zahmet derecek bakışlar
Göz kapağı altında
Uysal gülümseyiş yayılırken simaya
Anlayacak tüm dünya
Uykunun kör karanlığına
Açılan gözlerle yıldız toplamakta olduğumu
63
Şüpheye emanet edilen
Düşünüşün bağına
Güven ekendir
İyimserlik
Varsın yolu uzasın
Gönül gezdirenin
Geceden yarına
Varını omzuna alıp
Dolanır hayatta
Ömrü boyunca
64
Hangi yaşanmışlık salt kendimiz olur ki
Bakmalı o halde kendimizden dışa
65
Zamanın geçip gittiğinde
Ne çok söz edilir
Giderken sürüklemiş gibi geçenkileri
Peşine düşer çokluk
Yarışır
Zamandan önce varmaya
66
Koşanlar çoktan uzaklaştılar
Kırıkları toplayıp
Düşenleri kaldırıyoruz
Belli ki evveliyatta koşanların çelme taktığıdır
Yerden kaldırdıklarımız
Düşürüp kırdıklarıdır topladıklarımız
67
Kan ter uyanışta
İklimsiz gecelerin vardiyasında
Bekçi düdüğü ile irkildi yüreğim
Duyurulmaz sessiz çığlıklar
Avazım çıktığı kadar bağırdım sanırsın
68
Yokmuşuz meğer
Hiç olmamışız hatta
Gece kuşlarının seslerini aralayarak aya baktın öylece
Ay haresini düşürmüştü suya
Gökyekinden güzeldi
Sudaki haresi
Dalgalar kıyıya ulaştıkça
Dans eden yakamozlar
Yürekte giz oldular
Yansıdılar her kayıpta
69
Bir çığlık kopar
Ağıtlarda kavrulur
Yanan ocakların ciğeri
Ölüme biçilen kaftan
Kimin üzerinde yeğni durur ki
Bir kent suskundur
Gayrisinde yitik
Umutlar arar
70
Dünyanın bir yerinde o vakit
Masum kanı ile taşan ırmaklar akmaktaydı
Savaş artığı kara dumanlar
Bulutlara yükleyip yasını
Dünyanın her yerine yağmaktaydı
Aynı soysuz yazgının
Hesapsız kavgası
Çalıştıkça emeği heder olan
Kardeş sofralara yoksulluk dolmaktaydı
Turnalar geçtiler göğü selamlayarak
Muştuydu topraklarına
Bereket
Dağıldı insan kardeşler
Yabanda ot
Tarlada öğün biçmek için
Islıktan bir türkü tutturmuştu dilleri
Gülümsüyordu güneş
Bulutların arasından
Utangaç bir hevesle
Topraktan yeşerecek tohuma
Yol uzayarak gider
Tepenin ötesine kıvrılarak akar
Uzadıkça incelir
Daralır
Çizgi misali
Üzerine sığamaz adımlar
Sebebi o ki
Yolu geçip gidenin
Gidip dönmediği
Meçhul bir zaman
Analar oğullarını
Kadınlar sevdalarını sakınır o yoldan
Pınar başlarında beklerken helkelerine
Dolan su kadar serindir bakışları
Hoyrat bir yel çarpmış gibi
Titrer bedenleri
Gidip de dönmeyenlerin
Akıbetine döner zaman
71
Kaç mevsim körledi şu yer
Kaç sabah dillendirdi
Kaç yağmur yağdı
Kaç ağaç uslandı
Kış kıyamet ertesi
Kaç çiğdem açtı
72
Üşüyen yapraksız dallara
Umut giydirmek için
Parladı güneş
Bulutlara davet yollayalı
Hayli zaman geçmişti
Yapraktan evvel sarandır güneşin sıcaklığı
Toprağın buğusundan yükselir
Kökten gayret
İlerler gövdeye
Cesarete kurulu vaktin seyrindeyiz
Dallara uzanmak var ve yapraklara
Yol uzun
Gün şafak kardeşim
Geceye ay göz süzene dek
Yürümeli
73
Kanadı kırık mavidir tebessüm
Sevginin dilidir
Yüreğe gayret bağlayan
Uçmak ister diyar diyar
Yere konmadan
Güneşi var
Bir de menzili
Bütün ağırlık budur
Martı kanadındaki metalik yankı
Turna olup uçmak istemişti
Yeryüzünde tüm zamanları
Kuşan martı
Umut kuşan
Ser kanatlarını rüzgara
Bekliyor olacak göçmen kuşlar
Kondukları diyarlarda
Toprak ünleyecek
Yerin göbeğinden olduracak düşünü hayat
Kuşan martı
Umut kuşan
Derya Kızılgöz
Kayıt Tarihi : 23.5.2020 22:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2013 GÖNÜL UYGARLIĞI

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!