Aralık’tı…
Takvimden çok,
insanın içi yırtıldı.
Kar değildi yağan,
kül dökülüyordu gökyüzünden
bir kentin üstüne.
Kapılar çalınmadı…
kırıldı.
Eşikler utandı kendinden.
Duvarlar öğrendi
insanın insana
nasıl düşman olabildiğini.
Bir çocuk
annesinin adını sayıkladı,
alevlerin arasında.
Adı,
dua oldu…
ama göğe varmadı.
Sokaklar
bir daha kimseye masum görünmedi.
Kan, kaldırımları ezberledi.
Ve korku…
her evin
en büyük odasına yerleşti.
Alevi evleri
yalnız ev değildi.
İçinde ninniler vardı,
biraz saz,
biraz türkü,
biraz da suskunluk…
Hepsi yakıldı.
Sol kelimesi
birden suç oldu.
Düşünmek,
ekmek istemek,
eşitlik demek…
ölümle cezalandırıldı.
Yedi gün sürdü bu karanlık.
Yedi gün değil…
yedi çağ gibi.
Ve sonra
devletin saati durdu.
Adalet gecikti.
Vicdan kaçtı.
Bir kısım katil
zamana karıştı.
Bir kısım zaman
katil oldu.
Maraş’ta
sadece insanlar ölmedi.
Bir ülkenin yüzü
düştü aynadan…
ve bir daha
tam yerine oturmadı.
Şimdi hâlâ
o sokaklardan geçerken
bir şey eksik hissediyorsak,
bil ki eksik olan
öldürülenlerin sesi değil…
Duymayanların
utancıdır.
Unutursak,
aynı karanlık
başka bir takvim yaprağında
yeniden gelir.
Çünkü
vahşet hatırlanmazsa
cesaret bulur.
Kayıt Tarihi : 22.12.2025 19:03:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!