Bakın işte sonunda nereye vardı dünya,
Asırlardır kurulan hayâller gitti boşa.
Hep iyiye-güzele doğru yürüyecektik,
Aratmıyacaktı hiç gelen gideni güya.
..
Mezarlık içinde bir viran mezar,
Görünce anladım garip mezarı,
Ne dikili taşı var ne isim yazar,
Görünce anladım garip mezarı.
Bir yana yamulmuş yıkık duvarı,
Manzara andırır hozan bağları,
..
Sabahtan kalktım da dışarı baktım
Kapatmadım perdeyi açık bıraktım
Manzara diye ben buna derim
Ressamlar çizemez yemin ederim
Çocukken karda nasıl da kayardık
Zemheriden hamsine günleri sayardık
..
Sesi olmadan duvarların arasına sızdı yağmur.
Maskesi olmadan ürküttü serçeleri yağmur.
Eski sesimdir yağmur.
Korkunç maskemdir yağmur.
Fakat bugün ateşim ben,
ayak izlerim felç eder kışı.
Bugün söndürülemem ben.
..
Gördüğün bu manzara ve titreyen sularda
Umutlarımı gördüm yeşeren şu dallarda
İnan sevdiğim inan senle dolmak isterim....
Seninle hayal kurup, senle olmak isterim
Uyum yap gözlerinle şu kocaman ağacın,
..
''Körsün oğlum sen!
Gel de beni enine boyuna,
Şöyle bir güzel doya doya keşfet '' dedi,
Olur, başka emriniz?
Vay utanmaz!
Kâşif miyim ulan ben?
Olmaz da, haydi oldu diyelim,
..
Muhteşem bir yer var bildiğim,
Görünce içinden bayılacağın.
Ne bir manzara, ne bir mekan.
Varlığımızın onur sayıldığı bir an...
Yanyana bulunduğumuz yer,
Dünyanın yaradılışıdır.
..
Akşam olurken,sahilde oturur
Gözlerim,güneşin batışını
Kıpkızıl güneş,denizde batarken
Dinlerim,denizin şarkısını.
Bu manzara,büyük bir haz verir
Batan güneş bana,hüzün verir
..
Ulaşmak varken o denli sürurra
Kollarımı Cengiz ve Ferdinand tuttu
Her akşam çekip giderken Varenka
En önemli şeyi söylemeyi unuttu
Kalbimi Süveyş ikiye böldü
Aklım Dersaadette mozaik oldu
..
Göster gök yüzünden suna cemalin,
Sevdayı karatan nur Aydan gelir…
Görmeden tarif edilmez mealin,
Lal dile fermanı, bir Aydan gelir…
Denizde kaybolmuş da kara gözler,
En derin sessizliğe nara gözler.
..
ne aşina manzara bu
benle mezara da gelecek anlaşılan
galiz bir çalkantı ardından
üç beş klişe analiz
ve iş olsun diye
hazırlanan valiz
..
Manzara
Turuncu çinili çatı teraslarıyla
baca külahları arasında
kayıp gider bataklık sisi,
kül rengidir fareler misali,
..
23.04.13 Salı
Bu gün 23 Nisan. Eskisi gibi öğrenciler sırf büyüklerin keyfi için işkence çekmeyecek.
Neydi o günler. İlkokul yıllarımda kent merkezine 5, 6 km uzaklıktaki okulumdan yayan yapıldak uygun adım marş diyerek yürürdük. Sonra o tören alanında önce törenin başlamasını saatlerce bekler, tören başlayınca da ayakta saatlerce kıpırdamadan durmak zorundaydık. İzleyenlerin keyfi yüzlerinden okunurken bizim çektiğimiz eziyete diyecek yoktu. Bir de o koskoca yolun yine kuralcı öğretmenlerin azarını işiterek uygun adım dönüşü yok mu? Asıl işkence o saatler süren yorgunluk üzerine tuz biber oluyordu. İçimden binlerce beddua okuyordum.
Hem adına çocuk bayramı diyorlar, hem de çocuklara işkencelerden işkence beğendiriyorlardı. Bir de sıcak günlerin yakışı var ya. Hele beni o güneşin bir çarpması ban o günleri zindan ediyor. Beni kürek mahkûmundan daha beter hale getiriyordu.
Bir de ortaokul yıllarında bu işkenceye 19 Mayıs eklendi. Hele o 19 Mayısların aylar öncesinden eğitimleri başlardı ki sorma gitsin. İşkence seansları. Hiç unutmam kentin o zamanki en büyük stadında gösteri yapıyorduk. Stat hınca hınç doluydu. Önce erkek öğrenciler olan bizi gösterimizi yapıyorduk. Gösterimizi canla başla yaptığımızı düşünerek alkış bekliyorduk ama gel gör ki alkış yerine yuhalanıyorduk. Seyirci provalardan hatırladığı kız öğrencileri seyretmek için heyecanlanıyor sahayı fazla işgal ettiğimiz düşünülerek yuhalanıyorduk. Gösterimiz bitmiş stattan dışarı çıkarılmıştık. Ve stat alabildiğine dolu olduğu için içeri alınmamıştık. Kendimi çok kötü kullanılmış hissetmiş ve bu kalabalığa, ayrıca buna sebep olanlara kinlenmiştim.
Oh çok şükür demek ki artık bu rezillik ve ayrıca genç kuşaklara yapılan işkence ve aşağılanma bitmişti. İlk defa bu gün bu kadar sevinçle doldu içim. Şimdi artık çocuklar belediyenin fuar alanında akrobasi, keloğlan masalları ve yabancı ülkelerden gelen öğrencilerin folklorik gösterisi, ayrıca çeşitli etkinliklerle kutlanıyordu. Hepsi eğlendiriciydi hepsi bireysel tercihe dayalıydı. Toyota Plaza önünden geçerken gördüğümüz manzara da bayram havasına tam uygun bir durumdu. Çocuklar için şişme oyun yerleri çocukların bu gününü anlamlı kılmaya ve onları bayramın ruhuna uygun hale getirmeye yetiyordu.
İşte Cumhuriyet dindarlar eliyle daha bir sevimli hale getiriliyor. 80 yıldır bu ülke Kendilerine Atatürkçü diyenleri baskısı ve insanlık dışı zorba dayatmacı yöntem ve mantıkla yönetilerek kitleler rejime düşman haline getirildi ama şimdiyse onların rejim düşmanı diye nitelediği kadrolar eliyle Cumhuriyet kitlelere sevimli hale getiriliyor devlet millet kucaklaşması sağlanıyordu.
..
Bir semaverin alevini izleyecegiz.
Sarmas dolas.
Hafif bir ayaz
Ve manzara biraz salaş.
Ben çayı demleyeceğim
Sen yüreğimi.
..
Sıdk felsefe midir meşrebin ara
Mühim vazifedar göz kapaklarım
Arsız tahribatlar sessiz manzara
İzler hıçkırığı susa saklarım
Tezat anlayışlar töre engebe
Suskun hayaletler saf dizin dizin
..
Gönüller mimarı dudaklarla dil
Yeter ki yerinde kullanmayı bil
Gülücükler güzelliği getirir
İzan gelir tam yerine oturur
Çekiçaltı öfkenin çekirdeği
..
Alıştık artık zamlara
Hiç değişmiyor manzara
Ne zaman duyarlı olacağız
Bu yapılana karşı koyacağız
Çok basittir zam yapmak
Birilerinin servetine servet katmak
..
Ben ölürsem, çok çabuk koyun mezara
Bir aksilik veya bir problem, olursa kazara
Deyin sağlığında, toprakla yapardı manzara
Beni bekletmeyin, hemen ulaştırın mezara
Zaten ruh fanidir, gider geriye kalır cesedim
Ömrü boyunca ahiret’e, gitmekti hesabım
..
bir ayağı daima merkezdedir pergelin
diğer ayak dolanırken yörüngelerde.
insan da böyle olmalı işte
önce bulmalı referans noktasını
ve her yaşadığını ona vurmalı.
ne kadar çeşitlense de yolculuk
nice manzara yitse de göz önünden
..
gittikçe açılan aydınlığın içinden
bütün öteki dünyalardan daha yalın
görünmez emsalsiz, manzara
gizli bir nabız vuruşuyla!
sanki oda içinde aynadan
saydam bir dünya aksediyor!
kum üzerinde güneş azimle
..