Odaya serdim halı
Sevdiğim Anzer balı
Yeter ki bana gelsin
Alırım ona yalı
Taş takıldı sabana
Yalvardım ben abana
Turşu kurmasın seni
Damat olam babana
Bahçeye nar dikerim
Tere, roka ekerim
Yalayım da bitme sen
Benim badem şekerim
Süne konmuş ekine
Derdim ulaştı bine
Ben gönlümü kaptırdım
Vefasızın birine
Gün sayarım parmakla
öldüm bekâr durmakla
Âşığın bin canı var
Tükenir mi vurmakla
Arabam iyi kaçar
Kayısım çiçek açar
Babası çok zengindir
Fakirim, kaldım naçar
Bahçedeki söğütler
Dinlenmez mi öğütler
Meydanda yenilir mi
Benim gibi yiğitler
Bakıra gerek kalay
Taburun üstü alay
Düğün günü olur da
Çekilmez mi hiç halay
Antalya’da portakal
Baba bana bir top al
Sevdiğim çok güzel de
Doğuştan hafif topal
Kış geldi, esti ayaz
Kar yağdı, yerler beyaz
Beyaz giyme söz olur
Kavuşalım biz bu yaz
Bağdan topladım yaprak
Yârim su gibi berrak
Gel bir seni sarayım
Sarmadan kara toprak
Varımda ve yoğumda
Bir yârim yok solumda
Ben yolları n’eyleyim
Yârim yoksa kolumda
Yârin pamuk elleri
Pek de tatlı dilleri
Bülbül olsam koklasam
Yanaktaki gülleri
Yıllar bir bir sökülür
İnci dişler dökülür
Güzellik baki sanma
İnce beller bükülür
Bülbülüm ötmez dilim
Benim durumum elim
İlan verdim gasteye
Nerde benim sevgilim
Kumaş ölçer endaze
Benim yârim pek taze
Ona dil döke döke
Oldum böyle kepaze
Yârim sever pirinci
Dişleri sanki inci
Şu güzeller içinde
Benimkisi birinci
Bıyık bıraktım pala
Olayım yâre lala
Yâri gördüğüm zaman
Dönerim ben bir lala
Saat üçe beş kala
Gelir misin bakkala
Beni beğenmeyip de
Varmayasın çakala
Adnan ÜNAL "ö.ç.m"
119
Kayıt Tarihi : 13.1.2013 12:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!