Ülke İnsanımızın En Büyük Sorunları 3S:
SAMİMİYETSİZLİK, SABIRSIZLIK, SAYGISIZLIK
SAMİMİYETSİZLİK: Samimi bir insandan asla zarar gelmez. İyi biriyse zaten kimse bir kötülük beklemez ondan. Kötüyse de herkes tedbirini alır.
Samimi solcular; Atatürkçü, yurtsever ve Cumhuriyetçiler Atatürk ilkelerini bilir ve tam bağımsızlıkçıdır,
Amerika’ya, AB’ye, Rusya’ya, Çin’e boyun eğip onlara yaltaklık etmez, ülkenin Devleti ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak için canla, başla çalışır. Eğitimde, bilim ve sanatta, kültürel etkinliklerde, çevre ve hayvanlarla ilgili ulusal ve uluslararası çalışmalarda etkin rol alarak ülkemizin gelişimine katkıda bulunur.
Samimi sağcılar; Ülkücü olsun, İslamcı olsun yine bu ülkenin gelişimi, aydınlanması ve ilerlemesi için çalışır. Atatürk ilke ve inkılaplarının Devrimcilik ve Laiklik ilkeleri dahil tümüne, Cumhuriyet’in temel nitelikleri ile Vatanın bölünmez bütünlüğüne sahip çıkar. Dindaşını, kandaşını, yurttaşını her türlü dış mihraklara ve tehlikelere karşı koruyup kollar. Adaletli davranır, kul hakkı ve rüşvet yemez, torpil yapmaz ve hak etmediği hiçbir makamda bulunmak istemez. Zaten yüce Dinimizin de, törelerimizin de gerektirdiği başlıca davranışlar bunlardır.
SABIRSIZLIK: Ülkemizin Akdeniz ikliminde yer alması nedeniyle olsa gerek sıcakkanlı insanlarız hepimiz. Trafikte araçla ya da yaya olarak giderken acele eder, bir an önce varmak isteriz. Kırmızı ışığa yakalandığımızda kızar, sarı ışık yanar yanmaz öndeki araca kornayı basarız. Acemi bir şoför gördük mü sıkıştırır, kavşaklarda iki aracın arasına burnumuzu sokarak şerit değiştirmek isteriz. Bir işi yaparken de bir an önce bitmesi için eksiğine, gediğine fazla dikkat etmeyiz.
SAYGISIZLIK: Toplumun hızlı ekonomik değişim ve gelişim gösterdiği 1980’li yıllardan itibaren insanlar arasında saygı mefhumu yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Toplumun bir kesimi diğerlerinden koptu ve zengin ile fakir arasındaki uçurum oldukça arttı. Önce iyi eğitimliler yüksek dereceli ve daha kazançlı işlerde çalışırken zamanla eğitimsiz kişiler sermayeyi ve büyük şirketleri ele geçirdi. Öğretmene, doktora, mühendis ve mimara, avukata, polise, sporcuya, hakim ve savcıya, subay ve hatta generallere olan toplumun saygısı ve güveni neredeyse kaybolmak üzere. Politikacılara, gazetecilere ve müteahhitlere saygı ve güven ise tamamen bitti. Kendi içindeki rekabetten çok dışarıya karşı nasıl göründüğünün önemini yok sayarak siyasi ve çıkar konularında didişmeleri nedeniyle tüm meslek grupları kendi meslek itibarlarını toplum nazarında neredeyse yitirdi, yitiriyor.
Toplumsal barışın da, Devlet-Millet arasındaki barışın da devamı ve yeniden tesis edilmesi en başta Samimiyet, daha sonra Sabır, en sonra Saygı ögelerinin yeniden kurulmasına bağlıdır. Bunun için hem yurttaş olarak bizler, hem meslek grupları ve odaları, hem de Devlet elinden gelen çabayı sarfetmeli; gelişmeye, ilerlemeye ve büyümeye niyetli bir ülke olduğumuzu göstermeliyiz.
Saygılarımla…
Yılmaz ÖRMECİ
Ankara, 16.09.2018
Kayıt Tarihi : 19.9.2018 23:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!