İslam’da “Haram ve Helaller” ayetlerle kesinleştiği gibi, Allah dinini tamamlamış ve Allah’ın katında dinin ancak İslam olduğu, İnsanlardan başka bir dinin de kabul edilmeyeceği bilgisi bizatihi Allah kendisi Kuran-ı Kerim’inde bizlere bildirmiştir. Haramları kitabında tek tek apaçık yazan Rabbimiz, bildirilenlerin dışında kalan bütün hayvanları helal kılmıştır. Hele bitkisel ürünlerin haramlığından asla bahsedilmediği gibi tümü helal sayılmıştır. Öte yandan..
Allah, İçeriğine ve katkı maddelerine bakılmaksızın "Misafir umduğunu değil bulduğunu yer" tarzından, Kitap Ehlinin yemeğini bize “Temiz ve Helal” Kıldığı gibi bizimkini de onlara “Temiz ve Helal” kılmıştır. Kitap ehlinden birisinin evine Tanrı misafiri olduğumda, bana sunacağı yemeği isterse domuz pirzolası olsun Maide-5.Ayeti kerimesine göre bana "Anne Sütü" gibi "Temiz ve Helaldir" afiyetle yiyeceğim.
Amûd Sineması Yangını
(Şewata Sînema Amûdê )
Suriye’nin Kamışlı’ya bağlı Amûd nahiyesinde açmışım gözlerimi dünyaya, açmamış olaydım. Ailenin tek ve üstelik kız çocuğu olmam, Amûd toplumunda anne ve babamın üzerlerine dedikodulardan kara bulutlar oluşturmuş onlar için hep problem teşkil etmişimdir.
Anneme göre, babam; bir erkek evlat için her an yeniden evlenebilir evimize yeni bir kuma getirebilir. Sürekli bu korkuyla yaşayan annemin korkulu rüyalarının altında ki tek sebep kız olarak dünyaya gelmem olmuştur. Elimde olsaydı erkek olarak gelmek isterdim. Ama bu isteğimi de dile getirince Annem:
Ayşe Apo
Bölüm-1
ÖSS sınav başvuruları başlarken, çalıştığım gazetenin Genel Yayın Müdürü özel bir görev vermek üzere beni çalışma ofisine çağırınca gittim. Doğrusu merak içindeydim. Uygun bir yere oturttuktan sonra sormaya başladı.
— Hakkâriliydin değil mi?
Ayşe Apo-II.Bölüm
Têlî
Kapı açıldı ve ellerinde sınav evrak poşetleri ile birkaç bayan öğretmen içeri girdi. Ayşe Apo, saatine baktı. Sınavın son dakikalarına girilmişti. Ben de çıkmak için ayağa kalktım. Hikâyenin geri kalan kısmını merak etmiyor, zaten biliyordum. Çıkmak için izin istedim. Nihayet ikinci bir kez saatini kontrol ettikten sonra güvenlik görevlisinin de olur vermesi üzerine dışarı çıkmama izin verdiler.
Ayşe Apo-III.Bölüm
Zîlân
Têlî’nin yerine Zîlân’ın gönderilmesine öyle isyan ettim ki, bütün aile efradımız odanın içine doluştu. Olayı daha anlamayanlar “Ne o yoksa bakire değil mi?” sorusunu birbirlerine sormaya başlamışlardı. Beni apar topar gelin odasında dışarı çıkartılar. Herkes ardımdan merakla geliyordu. Zîlân Gelin, oda da bir başına kalmıştı. Koridorda da itirazlarımı yüksek sesle sürdürüyorum. Evin salonuna, namı diğer bizde ki ismi ile misafir ağırlama odasına geçiyoruz. Babam:
Ayşe Apo Bölüm-IV
Kaçak elektrik
Cumhuriyet İlköğretim Okulundan çarşıya doğru yokuş-aşağı en yakın fotoğraf stüdyosuna ve internet cafeye doğru hızlı adımlarla yürüyoruz. Aklım başımda değil, nasıl yürüdüğümün farkında bile değilim. Daha adını bilmediğim genç ise, sınavda yarım yamalak hatırladığı soruları nasıl çözdüğünü anlata anlata bitiremiyor. Gözlerim gittikçe buğulanmaya başlıyor. Artık etrafı seçemiyorum. Çocuğun sesine göre yürüyorum. Kaldırımdaki elektrik direğine çarpınca işin vahametini daha iyi fark etmeye başladım. Olduğum yerde çullandım. Çocuk az daha ilerledi, yanında olmadığımı fark edince telaşla geri döndü.
Cumhuriyet İlköğretim Okulundan çarşıya doğru yokuş-aşağı en yakın fotoğraf stüdyosuna ve internet cafeye doğru hızlı adımlarla yürüyoruz. Aklım başımda değil, nasıl yürüdüğümün farkında bile değilim. Daha adını bilmediğim genç ise, sınavda yarım yamalak hatırladığı soruları nasıl çözdüğünü anlata anlata bitiremiyor. Gözlerim gittikçe buğulanmaya başlıyor. Artık etrafı seçemiyorum. Çocuğun sesine göre yürüyorum. Kaldırımdaki elektrik direğine çarpınca işin vahametini daha iyi fark etmeye başladım. Olduğum yerde çullandım. Çocuk az daha ilerledi, yanında olmadığımı fark edince telaşla geri döndü.
Ayşe Apo Bölüm-V
Dağdan İnenlerin Düğünü
Emrah’la beraber düğün alanına gidiyoruz. Müzik sesi geliyor ama çalgıcıları göremiyorum. Meğer çalgıcılar etrafı 1,5 metre yükseklikte örülü, iki katlı evin damına yerleştirilmişlerdir. Ne oynayanlar onları görüyor ne onlar oynayanları. Bir müzikçalardan çalınsa daha mantıklı ve düzenli olurdu. En azından sesler daha bir net ve anlaşılır olurdu. Arka bahçede yaşlı adamlar ve gençler oynuyor, ön bahçede de kadınlar ve genç kızlar oynuyor eğleniyorlardı. Karşı cinsin seyirci olarak bile görünmesini/gelmesini istemiyorlar. İslami düğün diyorlarmış bu tarz düğünlere. Bereket versin biraz ilerleme sağlamışlar. En azından bu düğünde insanlar tek taraflı olsa da eğleniyor oynuyorlar. Oysa düğünü cenaze törenine dönüştüren yöreler/çevreler de yok değil. Neredeyse İslam coğrafyasında diğer ülkelerdeki kardeşleri için tek kılınmayan gıyabi cenaze namazı kalıyor, bu cenaze, pardon düğün törelerinde. Evlenecek çiftin en mutlu gününü berbat etmede üstümüze yoktur. Hele mikrofonu çenesi düşük birinin eline geçince sen seyret cenaze törenini…
ÖNSÖZÜ
Bu kitabımı özellikle lise ve üniversitede okuyan kardeşlerim için yazdım. Kitabımızda belki Beyaz Dizivari tozpembe bir hayat ve mutlu Bir son bulamayacaksınız. Sicilimiz bozulur endişesiyle halkımın yaşadıklarını tersyüz edemezdim...
İnanıyorum ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!