Dudağının her çizgisine sayfalarca şiir olur bu yürek, kükrer eşkıya zulümlü dağlarda
Bütün vakitler sırrını derinde gizler, içindeki evliya şehirler diz çöker aşk bakışlarına
Ben hüzünlü bir labirentim sevda bakışlı, çekerim kendi ipimi sevinin infaz odalarında
Gönlümün şerha mevsiminde günaydınım ol, yakayım bu bedeni yüreğinin zindanlarında
Yanık tarlalara serçeler gül polenleri bırakır, ben seni düşünürken. Avuç içlerimi terletir özlemin, gün akşamın saçlarını sevdalısı gibi okşarken. Mağrur gemiler geçer senli sulardan, su saçlarını yıkar, tuz dudağın olur asi bir rüzgârca coşkularımı harlar. Gülüşünün resmini ararım dünlerden gülüm, kuşlar gemileri kucaklar, yangın yeri olur gönlüm senli anları sayıklar.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta