İkisinden de ses çıkmıyordu. Kadının gözleri yerde, adamın gözleriyse penceredeydi. Tek bir an göz göze gelseler her şey yerine oturacaktı aslında. Çünkü ikisi de birbiri için yaratılmıştı, farkında değillerdi. Kalpleri aynı anda atıyordu. Yüzleri birbirinden ayrı yere dönük olsa da birbirlerinin hareketlerini anbean takip ediyorlardı. Âşık ile maşuk arasındaki görünmeyen bağları görüyor kılmak için küçücük bir kıvılcım gerekliydi. Rastlantılar değil kaderdi sevdaları ebedileştiren. Ve kaderdeki o lahzanın gerçekleşmesi için eller açılmadan gönül diliyle dualar ediliyordu. İkisi de aynı anda dualarını bitirip Allah'a "Lütfen!" demişlerdi. Lütfenle birlikte bir kelebek gelip aralarına kondu ve gözler birbirine değip yüzlerinde tebessüm çiçekleri açtırdı.
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta