"lisan Perişan Oldu" Şiiri - Haluk Tanrı ...

Âşık İsrafil Daştan İle Âlimî - Halûk Tanrıverdi Şiir Sohbeti: “Lisan Perişan Oldu”

“Lisan Perişan Oldu”
(Âşık İsrafil Daştan)

Âşık İsrafil Daştan
Tutarsız kalitesiz insan perişan oldu,
Ağzından emin değil, lisan perişan oldu,
Teslimiyet yok artık, şerefte beş paralık,
Dinsizin oyuncağı iman perişan oldu.

Âlimî - Halûk Tanrıverdi
Ayarsız oldu insan, izan perişan oldu,
Gizli, kapaklı işler, ayan perişan oldu,
Masumiyet kalmadı, eğrilik bir yol oldu,
Kötülük kol geziyor, umman perişan oldu.

Âşık İsrafil Daştan
İnsanımız duyarsız edebî yok, arı yok,
Şırazemiz bozulmuş ölçüsü ayarı yok,
İnsanlık uyur gezer, tutarı duyarı yok,
Ümitleri öldürdük güman perişan oldu.

Âlimî - Halûk Tanrıverdi
Beşeriyet miyarsız, ilkesi, şiarı yok,
Kırıp dökme peşinde, imarı, asarı yok
Ne söylesen faydasız, herhangi yararı yok
Umutları soldurduk, derman perişan oldu.

Âşık İsrafil Daştan
Herkesi esir aldı sosyal medya belası,
Beşikteki çocuklar telefon müptelası,
Cahili teslim almış asırın dübelası,
Nemrutların elinden zaman perişan oldu.

Âlimî - Halûk Tanrıverdi
Riyakârlık tavanda, gösteriş budalası,
Bilgiçlik taslamada insanın ukalâsı,
Çirkeflik ön planda, umrunda mı âlâsı?
Namertlerin yüzünden cem’an perişan oldu.

Âşık İsrafil Daştan
İsrafile sorarsan biz bodrum kattayız,
Bir türlü uyanmadık halada yat yattayız,
Yaşayan ölüler var bitkisel hayattayız,
Ot gelip ot giderken saman perişan oldu.

Âlimî - Halûk Tanrıverdi
Âlimî yaşantıda aşırı ifrattayız,
Kanaat hilafına, aykırı, bidattayız,
Dosdoğru yolumuzdan uzakta, sırattayız,
Hakikate kör kalan pişman perişan oldu

Âşık İsrafil Daştan - 22.03.2025
Âlimî - Halûk Tanrıverdi - 30.03.2025

izan: anlayış
ayan: gözle görülür bir şekilde açık ve belli olan, belli, açık
şiar: ülkü, düstur,
asar: eserler
riyakâr: ikiyüzlü
yeksan: düz, aynı düzeyde, eşit olan, bir
budala: bir şeye aşırı düşkün
ukalâ: kendini akıllı ve bilgili sanan
çirkef: iyice kokuşmuş
âlâ: daha iyi, çok iyi, pek iyi
cem’an: toplam olarak, hepsini içine alarak
ifrat: herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı
kanaat: elindekinden hoşnut olma durumu, yeter bulma, fazlasını istememe
hilaf: ters, karşıt, aykırı,
bidat: sonradan türeyen şey
sırat: sırat köprüsü, yol
pişman: yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim (kimse)