Kendime,
Gülmeyi, ağlamayı
Özene bezene yemeyi
Dost bakışını
Bebek gıdısından öpücük almayı
İnanmayı
İki salıncak kurulmuş...
Birinde sen...
Diğerinde ben!
Tutmak istediğim o kadar çok şey var ki!
Yakalayıp ta koklamak istediğim...
Ya sen uçuyorsun,
Nankörüz nankör olmasına da
Anlamadığım o kadar çok şey var ki
Gece olur, gündüz isteriz
Gündüz olur, geceyi özleriz
Geçen her dakika
Ömrümüzden uzun bir yol alsa da
Bir ressamın fırçasının ucunda
Göz bebeğine sürülecek
Boya olsam,
Görsem güzellikleri resim gözüyle
Yüzyıllarca bozulmasam
Bazen çatışırız kendileriyle
senin aran nasıl bu aralar
aslında beni sever bilirdim
olta olmasa
amaan kime ısmarlanacak ki bu hayat
yazgı işte sanki bir nevi
Gözlerim hala o çocukluğumu arıyor
farkında mıyım bilmem
hani saklanan arkadaşlarım
Dut ağacının arkasından ya da bir evin köşesinden
sanki her an karşıma çıkacakmış gibi
Yine başını cama dayamıştı Ömer
Ahşap ve her yanından rüzgar giren
eski evlerinin camına
Karşıdaki mendireğin ucundaki fenerdeydi gözü
Babası gelecekti
Ömer´e annesi yıllar önce öyle söylemişti.
Ey korkular saçan
Azazil
Benim korkum senden
Yana değil
Bilesin
Avuçlarına bakacaklar bir gün
Ve üfleyecekler sadece
Sanki içinde bir şey varmışçasına
Sonra boş gözler izleyecekler
İmkansız hayallerin yükselişini
Bir evladın babasını toprağa
Bırakmasını izledi
Yıllar önce yaşadığı gibi
Çocuk gözleriyle
Yok oldu bir anda her şey
Bir baba, bir oğul, birde çocuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!