Bir nefeste içime çekmeye çalıştım
Ciğerlerim küçük geldi
Doyamıyorum
Limanın ucundayım,
Rüzgar ayrılmıyor başucumdan
Bütün ağrılarım uçuyor onunla
Kaçıncı durağındayız
Bu ağır giden Tren yolculuğunun
Ve ne kadar vakit kaldı
Yaşayamadığımız
Kar var bazı istasyonlarda
Hadi koşalım
Fırtınanın peşi yağmur olsa da
Koşacak gücümüz var bizim
Yorul be artık kahrolası karabulutlar
Dön arkanı bakma
Dönüşü var mı bilmiyorum
Yaşadığımız hayattan,
Başlayabilmek her şeye yeniden
Acıları ve kaygıları silebilmek
Mümkün mü acaba.
Çıkabilirmiyiz bize çizilen kalıpların dışına
Sonunda buldum
Beynimi
Kafatasımın en ücra köşesinde
Ezilmiş, buruşmuş, birazda tırsık
Uzun zamandır ortalıkta yoktu
Bulmuşken bırakma diyor
Camdan yapsak tabutları olmaz mı..!
Yerin altı karanlık
Yerin altı soğuk
Yerin altı çok yalnız
Hani hep kandırırız ya çocukları
“O melek oldu artık gökyüzünde yavrum”
Ömrümün benden ayrı saatleri
Aşırır şeytandan yetecek zamanları
Yalnız,
Uzak ve
Yetersiz
Biraz da kahır yüklü
VASİYETİMDİR
Nazım’a
Olur da Dostlar,
Gün gelir sizden önce...
Yaşam
sonunda ağladı
dökerken eteklerine Toprak Ana''nın
yürürken sökülüverdi birdenbire
eteklerinin kıyamadan bastığı uçları
YAĞMUR
Yağmurda yürümek ne güzeldir
Islanırsın diyorlar,
Bilmezler saklanırım
İçime akıttığım göz yaşlarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!