Söylenmiş bir amaçla kimi sözler
Öylesine bir cemre düşmüş hallere gibi
Henüz geçmişe anlam veremeyen
Geleceğe anlatacağı meçhul olasılıklarla
Araya sıraya bir şırınga misali
Aracı olarak donatılan sözde o güzelliği
Zararı kadar o faydasızlığı gibi
Nasıl aydınlıktı gece
Yağmurun ıslak sessizliğinde
Yapraklarla örtünmüş kuşlar
Aklımızda edepsiz düşüncelerimizle.
Ambalajından çıkmamış umutlar,
Devamını Oku
Yağmurun ıslak sessizliğinde
Yapraklarla örtünmüş kuşlar
Aklımızda edepsiz düşüncelerimizle.
Ambalajından çıkmamış umutlar,
ben laf bolluğu diye derlemeye çalışırken şöyle
Yararı gibi faydasızlığı da
Yenilenmeye bürülü amaçsızlığın
Yarattığı laf bolluğu
Hep o birikiler.....
Yoran, bunaltan
Tesadüflerle yaşamaya zorlayan
evet bazen öyle de bazen de şöyle: diyorsunuz siz...
çok güzel derlenmiş laf bolluğuna geyik muhabbeti diye ve bana gelen bir çok şirin mesajlara dayanarak: (bu yorumu kendi sayfama almıştım, bu şiire böyle geç rastladığım için, tekrarlamış olmam da af bulabilir...)
son ayların bunaltıcı tutumları içleri karartıyor, düşünceleri ise kırbaçlıyor...geyik muhabbetini duymuştum, ama anlayamamıştım, teşekkür ediyorum, ben laf bolluğu olarak, hep içeriği olmayan cici sözlerden kimi becerileri başka türlü dile alamadım, geyik muhabbeti yakışıyor buna...Yani ne kadar kollarsan kolla; durum: Kötü! ! ! deyişiniz gibi...
Farkına varılmadı gibi bir keyfiyet sürmeye de cüret neden eksik olacakmış ki, veya farkına varılsa da ne çıkar gibi bir arsızlıktan da, çekinilmez sanırım...dediğiniz gibi; ‘hep o bazen öyle, bazen de böyle’ çıkmazı.... çıkmazlık içinde çıkmazlık kurcalama.... veya ‘yeterki maya bozuk olmasın... işte böyle sorular, sualler, hayaller’, haklısınız... ne diyelim...
biraz da siz düşünün hadi dersiniz de, duru muyum...elbette, seve seve:
Düşünmek hiç kendini susturur mu? Susturmak, susmak değil ki düşünmenin yapısı... örselemek için kimi duygulara malzeme oluyorsa, o düşünce olmuyor, (bak ben de duydum bunu, hem de kullanabiliyorum der gibi, şu an aklıma gelen böyle bir örnek oldu) belki sadece laf bolluğu olabiliyor, ona da geyik muhabbeti yakışıyor olduğunu benimsedim elbette... laf bolluğundan keyfiyet duymak ile farkında olmak kalıyor sadece, onların kavuşması, kavuşturulması nafile diyesim geliyor ki, bu da bu tür muhabbeti devam etmeye yüreklendirmektir diye algılanacaktır sanırım...
Farkındayım ve susuyorum tercihini seçtim, bu tercihim düşünceme (düşüncesini esirgemeyen herkese) bu emeğinize teşekkür olduğu ile, sevgiler, saygılar
Ayrıca, (laf bolluğu şiirime yazılan içtenlikli bir yoruma dayanarak) 'kendine yöneltiyorsun silahı' gibi uçlara sürümeye sözüm olarak, eğer;
Düşünceyi benimle paylaşmak için ise huzurla DİNLENİYORUM
Lafın sahibi belirsiz ise, seve seve itirafımdır, YORULUYORUM
Yanılmak ve yanlışlar insana mahsustur, aşırı oldukça ama insanlığı üzer...
insan olarak var olmak güzel, doğmuş olmak yetiyor
insanlığa ileri beri söylenmek yetersizlik, ona ulaşılmaya verilen emek ise doğruluk, öyle veya böyle....
ve herkesin kendince doğrusuna verilecek emeklere umut dolmak, bir bebeğin büyümesi gibi, büyüyüp, gelişmektir
ordan burdan haliyle geyik muhhabetine benzerliği başardım galiba...bu muhabbete tekrar teşekkürler,
sevgiler, saygılarımla
(sayın hakan pomakoğlu`nun geyik muhabbeti şiirine yazdığım yorumu, buraya yanıt veremediğim mesajlar için alıyorum....)
şiir mi bu şimdi laf bolluğu işte.silahı kendinize doğrultmuşsunuz hem de!.bir japonun erdemliliği böyle bişi olsa gerek
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta