Lacivert gecenin, derin gözleri yıldızlar,
Ve sessiz geceyi yırtan bir avaz.
Maziye armağan, ateşten gömlek hatıralar.
Sessizliğin durgunluğunda çırpınan
Söylenmemiş şarkılar
Ve yutulan hıçkırıkların uyuduğu bir boğaz.
Attığım kahkahaları duymayın.
Sancıyla kıvranan güneşlerin fecrinde
Çırpınan benliğini boş verin, aldırmayın.
Durmaksızın akıp giden nefeslerde
Köhnemiş asma köprülerde
Bir ışık, bir yol arayan bu yolcuyu
Yanarsınız, durdurmaya kalkmayın.
Vazgeçtim aldığım her nefesten
Hiç niyetim yok çıkmaya bu müebbet hapsinden.
Sadakam var, gel be kör dilenci,
Bakma öyle, doldur be meyhaneci,
Zarar gelmez son bir kadehten.
Gitme zamanı.
Çekilme vakti geldi sahneden.
Tut beni kaldır bu sarhoş masadan
Düşmekteyim tahta kırık sandalyeden.
Ne kötülük gördün ki benden
Seyret bakalım ne varsa halimde.
Hakim misin, savcı mısın be hayat.
Ver kararını, kır kalemini ver infazımı,
Dön bak bir de kendine
HAYAT, aslında ben sende, sen bende.
Kayıt Tarihi : 11.7.2020 00:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!