kuyu bir kavaldır
ağzına alır çalarsın
içine bakar kendine
dışına bakar yıldızlara akarsın
bu yaylalarda tazeler aşkına biz
göçler yıkar obalar kurarız
kuyuların başında uyur sürüler
bir de ruhu yıldızlara akmış anneler
kavalı üfleyince çoban
bin feryadı figan yükselir kuyudan
çünkü kuyular
annelerin göz yaşıyla dolar
ah herkes kendi düşlerini kendi güder
ve düşlerden kalan gecelerde
ay gümüş bir tepsidir
uyur kuyularda
şimdi unutulsa da yaylalar
hâlâ Yusuf’un şiirini şerh eder
kuyular kenarında gelincikler
vakti kadim kılan acılar
Kayıt Tarihi : 29.7.2015 10:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Antalya Korkuteli Avdan Köyü'nün Seki Yaylası'nda iki kuyu vardır. Biri çadır kurulan yamacın üst kısmında, diğeri de alt kısmında... Çocukluğumda aşağıdaki kuyuya inmiş içinde yıkanmıştım. Annem bunu duyunca çok üzüldü. Titrek bir ses tonuyla ve ağlayarak, bana, "bir daha o kuyuya inme" dedi. O kuyuya daha önce çobanın çocuğunun düştüğünü, annesinin günlerce o kuyunun başında yattığını ve en sonunda kadının ruhunun yıldızlara aktığını söyledi. "Benim ruhumun da yıldızlara akmasını mı istiyorsun" dedi. Aslında her şiire bir hikaye gerekmez. Diğer bir ifadeyle her şiirin arkasında bir hikaye olmayabilir. Bazen bir hikayenin şiiri, bazen de bir şiirin hikayesi olabilir. Ama bu şiirin böyle acıklı bir hikayesi var.
Ama benim şairden bir ricam var lütfen şiirlerinin öyküsünü yazmasın. Zira okuyucunun farklı öyküler yazmasını engelliyor.
TÜM YORUMLAR (2)