Tarı zülfün zifirisinde bir bilinmezlik uykusu
Kuytularda hikmetin çarkları harıl gürül işlerken
Şifa suyu nebatın tabiatına zerkinde ölüdür kâinatın usu
Ev sahibi geçici konaklar., Göçebeler sur dibinde molada
Sayhada bin bir kapılı aralık ve renkten renge giren pusu
Çok değil belki birazdan gün ışığına boğulacak mor oda
Hayat hakkından masum kalır nurlanınca etraf
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
'Şu nadide tespitlerinizden dolayı kutlar ve başarılar dilerim.
Kul olmaya çalışmak var, aklı emanet alanlara
Hayırdan şer çıkarmak, ışıktan karanlığa varmak gibi
Gözler baksa neye yarar, zahirde daldan dala konanlara
Gönül çirkefi iştigal ederse ki, balı zehirle karmak gibi
Karineler var yonca yaprağında gülde, çiçekte zülde
Kalbi vuslat için çarpanlara müjde, armağan hayat
Sübut ve vefa, şu göğe bakan mor sümbülde
Onun için mi, O’nun işimi bu azim beyat! ? .,
Uyanmak için uyanık olmak için en kara günde
İş işten geçmeden evvel, demeden heyhat!
O kendisini sorgulayabilecek mi acaba! .,
Akli baliğ olan susku? ! .,
Sevgi ve saygımı sunar selam ederim'
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta