Sahi nerede kalmıştık,
Ben hiç hatırlamıyorum.
Genelde kavgalarımız,
Üçüncü şahıslardan dolayı çıkardı.
Ama hiçbir zaman,
Böyle çekip gitmezdik.
Ben nispet yapar laf sokardım,
Sende bazen telefonu kapatırdın.
Yada ölçüyü görmek pahasına,
En güzel kıyafetinle, ulu orta salınır,
Kıskançlığıma dudak bükerdin.
Bense bir sigara tellendirip,
Uzun uzun dumanına bakardım.
Olmadık kişilere candan davranmak,
Yada kısmen bir gizem varmış gibi,
Kısa soluklu gözden kaybolmak vardı.
Nereden çıktı bu son usül?
Cümleleri bir bir inci gibi dizmeden,
Şöyle ağır adımlarla göz devirip süzmeden.
İçi boş bile olsa, hırs küpünün ağzını büzmeden.
Olmamış, inan ki hiç olmamış.
Bu uzaklaşma hiç aşka yakışmamış.
Ne diyorsun yani şimdi?
Geçerken mi uğradın,
Yoksa tamamen bir tesadüf mü?
Bu yeni usülden sonra yine,
Eskisi gibi umutlar yeşerir mi?
Susmak…..
Hatırlatayım, evet demektir.
Farkındaysan ben susmuyorum.
Yani başka bir şey söylüyorum.
Olmaz…..Yeşermez….
Neden biliyor musun?
Şu kuru ağaç dalını görüyor musun?
Tıpkı sebebi her ne olursa olsun,
Senin gidişindeki gibi, kurt işlemiş bir kere.
Her santimini içerden içerden dolaşmış.
Bu saatten sonra o ağaca gelecek olan su,
İster kökünden gelsin,
İsterse Hak’kın göğünden.
Akar gider can vermeden,
O kurt’un işlediği deliklerinden.
O yüzden sen sen ol.
Kuru ağaca su taşıma.
Mümkünü var ise eğer,
Yeni bir fidan koy toprağa.
Ömer BAYCAN 21.05.2025
Kayıt Tarihi : 21.5.2025 12:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!