BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetle
Billur su gibi akarsun da
Bal dilli bir nazlu sevgülüm
Benim gönlümü yakarsun da
Balık etlü nazlu sevgülüm
Pınar başlarında su içen turnalar
Bir nazlı maral bana küsmüş neyleyim
Yoksa ona bir beyaz gül mü vereyim
Gelin ağlarken hep güldüren zurnalar
Bir nazlı maral bana küsmüş neyleyim
Yoksa ona bir beyaz gül mü vereyim
Şehirden gelirken Sazak belinde
Bir güzel beni yakıp kül eyledi
Beli aşarken Çoban çeşmesinde
Bir güzel beni yakıp kül eyledi
Erdemler şu çeşmenin başında
Ben bir İstanbul’u arıyorum
Sokağında çocuklar oynaşan
Denizinde martılar uçuşan
Ağaçlarında kuşlar ötüşen
Tertemiz bir İstanbul ararım
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetle
Kirpiği ok kaşları yay, gözü kara
Olmalıdır güzel dedin mi bir kere
Baktıkça cemaline yürekte yara
Açmalıdır güzel dedin mi bir kere
Seher yeli gibi gönülden esti
Bir servi boylu bana canım dedi
Nazar etti aklımı o an kesti
Bir servi boylu bana canım dedi
Artık bu canı taşıyamaz oldum
Herkes bir tutturmuş şafak saymaya
Dört yüz altmış gün sayılıdır biter
Bunun yanlış olduğunu duymaya
Dört yüz altmış gün sayılıdır biter
Yağmur çamur demeyen neferiyim
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetle
İki kapılı hana geldim ağladım
Bu başıma gelenler vay bana vay
Irmak olup da yirmim de çağladım
Bu başıma gelenler vay bana vay
Su akar gider de yolunu bulur
Buda gelir, buda geçer Hünkârım
Yanlışlar bu devirde doğru olur
Buda gelir, buda geçer Hünkârım
Sabrın en büyük ilacı zaman
Hocam sınav soruların hep kazık
Bu bahane tembeller de bulunur
Neden hocam böyle suratın asık
Bu hal sadece sirkede bulunur
Sınavlarda seller gibi çağlama




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!