Serdin müşteriyi göbek taşına
Hiçte bakmadın gözünün yaşına
Aldın keseni vurdun ta başına
Başa kesemi vurulur keseci
Kese yapım derken kırdın kol bacak
Yoksun diye gönlüme hançer saplandı
Ben burada sen oradasın Kıbrıslı
Sevginle tenim baştanbaşa kaplandı
Ben burada sen oradasın Kıbrıslı
Spil dağına bakan yürekler dayanmaz
Asumanda parlayan bir güneşsin
Yüreğimi yakan nazlı bir ateşsin
Şu âlemde bana ne güzel eşsin
Ellerin sözüyle kıyma bana Ayşe’m
Aysın karanlıkta üstüme doğan
Çamurlu karlı demedik her zaman
Ah bile çekemedik bitince derman
Vicdanı ele aldık komutanım
Umudumuz oldular her an kahraman
Şanlı bir askersiniz komutanım
Ben güzellere gönlümü bağlamam
Bir gün uçar giderler kuş misali
Selvi boylular içinde ağlamam
Bir gün uçar giderler kuş misali
Ne zenginliktir ne mutluluk para
Laboratuvarın kokusu bir başka
Sanki lale, gül, sümbül kokuyor
İnsanı düşürür derde birde aşka
Sanki burada güzeller halı dokuyor
Kurtoğlu laboratuvarı görmüşem
Bir soğuk bir soğuk var
Rüzgâr hafiften hafife esiyor
Bir yanda güneş gülüyor
Ama nafile ısıtmıyor
Bu Maçka yollarında
Tarlalar eğri büğrü
Saat üçü iki dakika geçe
Yaktı bizi Marmara depremi
Uyurken yatağımızda dun gece
Yaktı bizi Marmara depremi
Kimisi öksüz kimi yetim kaldı
Ahmet, Mehmet’tim kınalı bir kuzuyum
Mehmet başka Çanakkale’de bambaşka
Vatan sağ olsun ölmeye ben razıyım
Mehmet başka Çanakkale’de bambaşka
Hasan kurbandır sere kına yakıyor
Ölür isem gurbet ellerde
Evvela mezarımı kazın
Konuşur olur isem dillerde
Mezar taşıma şunu yazın
Bir vicdansıza kurban oldu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!