Bugün sana dair ne varsa,
bir sandala koydum..
Belki Musa’nın izini sürer,
sürer de Asiyesini bulur...
Bana verdiğin yırtık hırkan,
pas tutmuş anahtarlığın
ve kırık bir fincandı arta kalan...
Umutlarımla birlikte
fırlattım timsahlara...
Artık sende ağla,
ağla sahte gözyaşlarınla..
💫💫💫
Hoyratça savurduğun ne varsa
bu aşktan geriye kalan,
gömdüm denizlerin en diplerine.
Habis ruhlu yüreğim şimdi batak..
Küllüğümde sayısız izmarit,
dudaklarımda hüzün türküsü...
Bastırdım ne varsa meyus yüreğime....
Sanki sigara değil,
her çekişimde sendin biten...
💫💫💫
Odamın duvarındaki pembe boyalar,
siyaha boyandı...
Heryer zifiri karanlık...
Duvarda ise senin hayaletin kaldı.
Karabasan gibi çöktü üstüme.
Yanı başımda kum saati,
sessiz sessiz seni akarken,
bir sen daha düşüyorsun hafızamdan,
ağustos'un kavurucu sıcağında.
💫💫💫
Artık bahar gelmiyor yüreğime...
Bari sen gel!
Esen yel gibi
Çığ gibi
Ecel gibi...
Ya da bırak herşeyi kurşun sıkta gel...
Koy beni gönlünün mezarlığına,
as boynuna!
Her kurşuna baktığında,
beni hatırla!
Beni hatırla...
💫💫💫
14.09.2024
Kayıt Tarihi : 1.6.2025 14:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!