Her şeye sıfırdan başlıyorum,
yeni doğmuş bir bebek gibi, adım adım,
adım ağzında yürüsün istiyorum.
Cinsiyet ayrımı yapmıyorum gözlerine baktığında,
bebeklerim diyorum sahipleniyorum,
Sağlıklı olsun da..
Senden sonra benim bir dostum var artık, her kötü olduğum anda yanımda olan.
İçimdekini en iyi bilen.
İçimi hep ona boşalttım.
Acayip bir tarzı var, hep sohbetin bir kenarında duruyor ses etmiyor,
izmarit mezarlığı..
Soğuk odamın, en sıcak yeri.
Ah bebeğim her şeyi yaşadık, bir sen kaldın.
Doğduğum ilk günden beri çok şey yaşadığımı farkettim.
Konuşmayı öğrendim ilk anne dedim, babam çok bozulmuş.
Sonra hep baba dedim gönlünü aldım.
aslına bakarsan ben hep kalp kırdım, sonra gönül aldım.
Hayatı yaşamayı öğrendim,
Şimdi sen gidiyorsun ya,
Öyle bir şey ki bu, gideceğini saatler önce anlamıştım sanki, etrafından dört dönüyordum gölgen gibi gitmemen için, hafif bir hareketinle bana doğru esen kokunu içime çekip depoluyordum.
Bir daha hiç göremiyeceğim gözlerine doya doya bakmak istedim, Doyamadım...
Aç gözlülüğüm bundan geliyor..
Hep kaçırdın. Fidye için çocuk kaçıranlar gibi, gözbebeklerini benden..
Son kez sarılmak istedim sıkıca hiç bırakmayacak gibi, hoşçakal dediğinde düğümlendi her şey boğazıma..
Bir şey değişmedi sen gidince,
''Seni yanımdayken bile özlüyorum'' dediğim zamanlar aslında özlemediğimi farketmiştim, şimdi bu yaptığım nedir o zaman diye kendime soruyorum.
Şimdi bir kaç dal fazla özlüyorum,
yok hayır bir paket,
yok yok günde üç-dört paket özlüyorum.
''Özlem'' sadece bir isimden ibaret olmalıydı, olmalı..
Bana aşık olma bebeğim, ben sana acı olurum.
Yaşadıklarım seni yaşatmaz bir hayat boyu öldürür.
Kendini unutursun, kim olduğunu, nerden geldiğini.
Benliğini unutursun, öyle bir bağlanırsın ki, kimse çözemez seni.
Bana bağlanma sakın koptuğu yerde bırakırım, düğüm atmam.
Benim ipimle kuyuya inilmez, o ip senin boğazına dolanır.
Terk edilmiş bir evin, korku filmlerine konu olmasıydı bütün olay.
Arkada çalan fon müziği yerine sesimi duyarsan korkma dön ve gözlerime bak.
Kendini güvende hissedeceksin.
Korkma, ben varım..
Sen yok olsan bile..
Sana ne konuşsam, içinde yankı yapıyor.
İtalyan oturuşu oturuyor karşımda,
ben nasıl oturduğumu anlamıyorum bile,
öyle güzel gülüyor ki,
daha önce hiçbir sıfatla adlandıramadım,
yemek yemesi bile bir farklı, çatalı tutuşu bıçağı alışı,
hani o an o bıçağın altına kafamı koysa hiçbir şey diyemem.
Neden bilmiyorum ama fotoğrafına bakarken dahi korkardım ben,
Ya birisi görürse seni? .
Ya nasıl baktığımı görür de benim gibi bakmaya çalışırsa...
Kimse bakmasın sana derdim, benim baktığım gibi, yalnızca ben bakayım..
Kaç defa bu son defa deyip fotoğrafına baktığımı bilirim.
Benim için hepsi son defaydı,
Karşılaşıyoruz herhangi bir mahallenin herhangi bir sokağında,
görüyorum seni, bakmıyorsun..
Kafamı çeviriyorum gururuma yediremiyorum,
sonra tekrar bakıyorum belki bakarsın diye yine görmüyorsun beni..
Arkanı dönüyorsun gidiyorsun, ben yerin dibine giriyorum..
Bastığın yerin altına gömülüyorum, boşver..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!