Vuslat aleminin tabiatı zor
Vuslatın düşü bana ateşten kor
Ah! bir görsen ateş nasıl yanıyor
Bu yanan ateşin dumanı vuslat
Vuslata ermeyene yoktur merhem
Vuslata çeyrek kala yanımda olsan
Belki geç olur, belki çeyrek geçince
Hayalden arta kalan anımda olsan
Derdimiz düğün olsun yari seçince
Önce avcılar bir ceylana vurulur
Ya gitmem gerek bu yaban diyardan
Ya vazgeçmem gerek bir yaban yârdan
Yada unutmalıyım mevsimleri
Yeniden başlamalıyım bahardan
Kürşat AK
Sevgililer yabancı, aşklar yabancı
Ümitlerim yalancı, hayâl yalancı
Gel! ak şair anlatsın, dinle be! hancı
Meyleri kadehime dök yavaş yavaş
Yalansız sevmelerin olmaz utancı
Rabbim daralan göğsümüze ferahlık ver
Aydınlık ver, gönül rahatlığı ver; ya hak
Müminler yalnız senden medet umarız der
Biz ancak sana kulluk ederiz der; ya hak
Sönmüş olan lavın esamesi okunmaz
Geçmişte yakan acılar kalbe dokunmaz
Krater gölü gibi ateşler suya döner
Suda ateş gibi yakan acılar söner
Ruhumu ne güzel islemissin nakış nakış
Ama her nakışta var gönülden bir yakarış
Kürşat AK
gözlerinde yaş vardı
garip bir telaş vardı
içinde savaş vardı
yalansız sevmelerin
içinden geldiğince
yalanla sevgiler solmasın, soldurmayalım
ey! aciz kul; olmayanları oldurmayalım
yalan yüzünden kalbi kinle doldurmayalım
yalanın her türlü olanı zehirli yılan
yalanla insanlar boş hayale dalmasınlar
Huzur için belki yerin yalnızlık
Çimene uzanmış insanlar gibi
Rüzgarın sesinde derin yalnızlık
Manevi iklimde zamanlar gibi
Dağın zirvesinde kalan yalnızlık




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!