Ne zaman sen benim karşıma çıksan
Lal olur dillerim seni görünce
Kolumdan tutup ta yanına çeksen
Kan ağlar bu derim seni görünce
Sen varsın bülbülün altın sesinde
Yürekte sefer başladı
Bilinmez ki nere doğru
Sadece belirgin adı
Yol alıyor sere doğru
Vade vade,vakit vakit
Bana hiç arayı buluruz deme
Yüreğim bir kere kırıldı sana
Çevirdin ömrümü bir cehenneme
Hâlbuki çiçekti derildi sana
Adını almıştı yaşam çınarım
Sahipsiz yıldızlarla süsledim her gecemi
Evrendeki yıldızlar senden varoluş diye
Sahipsiz ufuklara açtım her penceremi
Ciğerimdeki nefes senden bir soluş diye
Gündüzleri güneşi ışıklarla süsledim
Gönül dağlarıma gam ile yağan
Her gece bin kelep kar sevdiceğim
Sersefil dünyama gün misal doğan
Sadece bir küçük nur sevdiceğim
Huzurun yokluğu işler derine
Sen gözüyle ruhları abâd eden hükümdar
Sen bu viran âlemde faniliğin yücesi
Sen en mağrur duruşla aşka giden hükümdar
Sen güzellik yurdunun tek tâb olmaz ecesi
Sen sürekli bir ufkun asitâne güneşi
Adını âleme yazdıran sensin
Esrarın sırrını çözdüren sensin
Anne kokusunu,mis kokusunu
Ahir dünyamıza sızdıran sensin
Her sevda zamanı dudaktan çıkar
Ezgisi dağları,taşları yakar
İnsanın kalbine yığılır çöker
Bizi bizden eden bizim türküler
Bazen ayrılığı yaşarız onda
Hilafetin gözlerinde parladı
Günlerini sürgün ettim yılıma
Kulakların can türkümü derledi
Türkümüzü mihman ettim dilime
Ayrılığın bilinmeze sürüldü
Hasret yağlı urgan geçecek şimdi
Gözümde uykular ağır düşecek
Ölümün rüzgârı esecek şimdi
Ruhumda kezzaptan nefes pişecek
Vuslat nefesiyle tenim kavrulsun
Üstad derken kimi kastettiniz? Çok güzel şiirdi; teşekkür ederim...