''Aklın durağanlığını; Çılgınlık seviyesinde
Yerle yeksan eden aşk değil midir? Firuze''
Aşk nasılda ele geçirir zihni, uyuşturma hilesiyle
Korku nedir bilmeyen aşk, tutku ipinde
Hangi usta cambaz düşmeden yürüyebilir bu sirkte
Düşeceğiz elbet hepimiz; Düştük de...
Ufak bir kaç sıyrık, Jilet kesiği sızlama tuz eşliğinde
Kimi kan revan içinde, kimimiz ölüm uykusunda
Biliyor musun?
Gözlerinle sarıldığın anda dirilir ölüler
Ve öptüğünden koklayarak boynundan
Şehvetten arındırılan, şefkatin eşliğinde
Ne yara kalır, ne izi Yar’dan başka,
Kırılmış olsa da testi ve dağılmış olsa da...
Akıl hiç susar mı? Mırıldanıyor yine ''Keşke''
Kalp konuşur mu? Sessizlikte çığlığı ''Yine de''
Ne yanmaktan korkar, çıplak bedeni
Ne enkaz altında kurtarılmak ister ruhu
Ne koyabilir ki akıl aşkın yerine mantığı ile
Kalbe hürmet etmek gerek her genişlediğinde
O an'lardan ibaret işte yaşam; Bebek kirpiğinde
Yere düşmek üzere uzanan bir damla belkide
Damla düşmek için tavaf eder düşlerde Mekke'de
Kiraz çekirdeğinin tam merkezine, Bir çift kiraz dileğiyle
Bu dilek uğruna harap olduysa kalp, define içinde
Uçurum kenarından süzülür vadiye rüzgâr gibi
Yine de değer define olmak üzere arşta.
Kayıt Tarihi : 6.6.2020 04:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!