Kur'an doğa olaylarını yalnızca fiziksel birer gerçeklik olarak değil, aynı zamanda insanlara yönelik ibret ve uyarı vesileleri olarak ele alır. Deprem, kasırga, sel gibi afetler, Kur'an'da çoğunlukla toplumların yanlışlarından dönmeleri için gönderilen işaretler olarak sunulur. Nitekim Allah şöyle buyurur: "İnsanların elleriyle kazandıkları yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Böylece dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara tattırır."(Rum Suresi, 41. Ayet) Bu ayette açıkça görülmektedir ki insanların kendi hatalı davranışları sonucunda doğada bozulmalar ve çeşitli felaketler meydana gelir. Ancak bu felaketler insanları yok etmek için değil onlara bir fırsat sunmak ibret alıp geri dönmeleri için bir uyarı niteliğindedir. Kur'an’da özellikle hakikati reddeden kendilerine gönderilen elçilerin uyarılarına kulak asmayan toplumlara gelen çeşitli azaplar anlatılır. "Nitekim hepsini günahıyla yakaladık. Onlardan kiminin üstüne taş yağdıran bir fırtına gönderdik, kimini korkunç ses yakaladı, kimini yere batırdık, kimini de boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı."(Ankebut Suresi, 40. Ayet) Bu ayet doğal afetlerin ve felaketlerin sadece rastlantısal değil ahlaki ve ruhsal bir arka planı olduğunu gösterir. Toplumların işledikleri zulüm, adaletsizlik ve inkâr onları böyle sonuçlarla karşı karşıya getirmiştir. Benzer şekilde Kur'an şöyle der: "İşte, zulmettikleri için yok ettiğimiz kentler. Ve onları helak etmek için bir süre belirledik."(Kehf Suresi, 50. Ayet) Bu da gösteriyor ki hiçbir felaket sebepsiz yere gönderilmemekte Allah bir toplumu hemen cezalandırmamakta önce uyarıcılar göndermekte toplumların kendilerini düzeltmeleri için zaman tanımaktadır. Kur'an'a göre dünya hayatı imtihan için yaratılmıştır. İnsana verilen nimetler de karşılaşılan musibetler de bu imtihanın birer parçasıdır. Depremler de Allah’ın yaratılış düzeninin bir gereği olarak yerkabuğunun dinamik yapısından kaynaklanan tabii olaylardır. Bununla birlikte deprem gibi afetler bazen bir uyarı, bazen bir ceza olarak gerçekleşir. Burada önemli olan insanların bu olaylardan ders çıkarıp kendilerini düzeltmeleri tevbe etmeleri ve Allah’a yönelmeleridir. Kur'an'daki felaket anlatımlarının günümüzdeki yansımasını görmek mümkündür. Özellikle depremler konusunda insanlar ciddi hatalar yapmaktadır:
- Levha sınırlarında yani depremlerin en sık yaşandığı bölgelerde tedbirsizce şehirler kurmak,
- Zayıf, dayanıksız malzemeler kullanarak binalar yapmak,
- Bilimsel uyarılara rağmen gerekli önlemleri almamak,
- Deprem riski yüksek alanlarda plansız projeler üretmek.
Bütün bunlar depremin sadece bir doğal olay olmasının ötesine geçip insanların hatalarının neticesi olarak daha ağır sonuçlar doğurmasına sebep olmaktadır. Bu çerçevede Kanal İstanbul gibi büyük projeler de tartışılmaktadır. Tektonik levhaların hareketiyle oluşan büyük depremleri doğrudan tetiklemesi mümkün olmasa da şöyle riskler mevcuttur:
1. İndüklenmiş (Yapay) Depremler: Büyük toprak kazıları yeraltı su seviyelerinde değişimler ve zemin yapısındaki oynamalar yerel ölçekte küçük sarsıntılar oluşturabilir.
2. Fay Davranışının Değişmesi: Eğer proje aktif fay hatlarına yakınsa zemin yapısının bozulması, stres birikmiş faylar üzerinde dolaylı etki yapabilir. Kanal İstanbul güzergâhı ise Kuzey Anadolu Fayı’na çok uzak değildir.
3. Yıkım Etkisi Artışı: Kanal inşasıyla birlikte bölgedeki zemin dayanımı zayıflarsa büyük bir deprem sırasında yıkım daha şiddetli olabilir.
Dolayısıyla, doğrudan bir deprem oluşturmasa bile riskleri artırarak daha büyük yıkımlara zemin hazırlayabilir. Tedbirsizlik, gaflet ve aşırı hırsla yapılan işlerin sonucunda insanlar hem dünyada zarar görür hem de manevi bir vebal altına girerler. Kur'an insanı hem doğaya hem kendi nefsine karşı sorumlu kılar. Depremler ve diğer doğal afetler bize iki şeyi hatırlatır:
- Allah’ın kudretini ve dünya hayatının geçiciliğini.
-Sorumluluk bilinciyle hareket etmemiz gerektiğini.
Öyleyse afetlerden ibret almak bilimsel uyarılara kulak vermek, tedbir almak ve her şeyden önce ahlaki bir toplumsal düzen inşa etmek bizim elimizdedir. Çünkü: "İnsanların elleriyle kazandıkları yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Böylece dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara tattırır."(Rum Suresi, 41. Ayet)
Kayıt Tarihi : 25.5.2025 12:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!