………Ağlayan bir ud sesi vardı kulaklarımda. Geçmişimle geleceğimin tam ortasındaydım.
Sayfalar dolusu mektubunu almıştım.çaresiz gözlerle defalarca okuduğum o mektup seni sen,beni ben olmaktan çıkartmıştı o gece.Mektubunla büyüsünü yitirmişti tüm geçmişim.Sen miydin gerçekten o dillendiremediklerini yazan? senin kalemin miydi bu bana yabancı,daha önce onlarca kez okuduğum beni huzurla inançla saran.
………O dakikadan sonra yapılması gereken tek şey vardı.seni geçmişe gömüp,sensiz olmayı hiç düşünmediğim geleceğe dönmek.
Yapamadım…
………Ne geçmişi silebildim nede geleceği yaşaya bildim…
Ben hala kulağımda ağlayan ud sesi,geçmişle geleceğin çakıştığı,sana dillerimi susturduğum,gölümü küstürdüğüm,seni sen olmaktan çıkartan o gecedeyim.
Ben hala zamanın en acımasız yerindeyim.
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum