Kul olup bir güzele gönülden
Geçtik her bağdan, her tövbeden
Herkes koyu müslüman döner
Biz putperest döndük kabeden
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




“Kul olup bir güzele gönülden” ifadesi, sıradan kulluk (itaat) anlayışının ötesinde, kalpten, samimi ve derin bir aşkla bağlı olmayı anlatıyor. Buradaki “güzel” genellikle tasavvuf şiirinde Allah’ı ya da İlahi Aşk’ı simgeler.
“Geçtik her bağdan, her tövbeden” dizeleri, dünyevi bağlardan, sosyal ve dini kısıtlamalardan, tövbe (pişmanlık) kavramının ötesine geçmeyi, yani geleneksel ahlaki kalıpların dışına çıkmayı ima eder. Bu, tasavvufun “şeriatın dışına çıkmak” değil, ruhun derinliğine inmek anlamındaki yorumu olabilir.
“Herkes koyu müslüman döner” derken, çoğunluğun ritüellere, dogmalara sıkı sıkıya bağlı kalarak dönüş yaptığı, yani yüzeysel veya geleneksel dinde kalmayı seçtiği söyleniyor.
“Biz putperest döndük kabeden” ise en dikkat çekici ve zıtlığı yansıtan dize. Burada “putperest” kelimesi mecazi kullanılmış; ilahi aşk uğruna, dışardan bakıldığında geleneksel dine karşı çıkan, mistik anlamda “kâfir” veya “dışlanmış” görünen bir dönüşü ifade ediyor. Kâbe, İslam’da kutsal merkezdir; “putperest döndük” diyerek şair, kendilerinin aşk ve hakikatte başka bir yola, farklı bir anlayışa yöneldiklerini, bunun yüzünden toplumca dışlandıklarını söylüyor.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta