Kukla gösterisi bir daha yapılmayacak,bu salon kapanmıştır yazıyordu girişte ki ilan panosunda...Gösteri salonunun kapıları yarım açık bırakılmış kuklacı mekanını bir başına bırakıp terk etmiş aceleyle oradan kaçıp gitmişti...
Konuklar şaşkındı.Nasıl olur da yıllar yılı hayatını sürdürdüğü geçim kapısını bırakır giderdi kuklacı...Bunda bir iş vardı... Bu iş araştırılmalıydı...Konuklardan önde gelenler bir teftiş ekibi kurup salona girdiler.Gördüler ki...Kuklacının kuklası kendi başına hareket ediyordu gösteri sahnesinde; ancak biraz garip figürlerle.Her zamanki alışılagelmiş gösterinin aksine daha kuvvetli daha istekli adımları vardı ancak kararsız davranıyordu.Bir sağa bir sola çekiyordu,yalpalıyordu...Yönünü kaybetmiş düşmekle ayakta durabilmek arasında debelenip duruyordu. Sonunda fark ettiler ki kuklanın bazı uzuvları iplerinden bağımsız hareket ediyordu....İplerin hala bağlı olduğu diğer uzuvlar ise serbest kalan uzuvlarla didişircesine hareketlerinin aksini yapmakta direniyordu...
Uyanık uzuvlar dile geldi sonunda anlattı tüm olayı konuklara...Meğer kuklacı büyük sahtekar imiş.Kuklayı kendi de yapmamış zamanın en ünlü gösterilerinin yapıldığı bir başka kuklacının salonuna yardım maksadıyla girmiş orada bir kargaşa yaratmış. Kuklanın gerçek sahibini yok edip kuklasını çalarak oradan ayrılmış.Ardından aynı bölgede bir başka belde de kendi salonunu kurmuş...Yüz yıl iyi kötü gösteriler devam etmiş ama gösterinin ilk zamanlarından eser kalmamış.... Bilmediği bir şey varmış sahtekar kuklacının çünkü.Kuklanın asıl sahibi kuklasını yaparken ona kendinden birde ruh katmış.Ve o ruha göre kuklasına birde şekil vermiş...Ruh ve kuklanın şekli birlikte bağımsız bir bütün olmalıymışlar.Gösterilerinin dillere destan olmasının tılsımı bundan kaynaklanıyormuş.Fakat kuklacı kuklaya kendi bildiği oyunları oynatmak isteyince kukla yetersiz kalmış ve uyanık uzuvlar daha fazla dayanamayıp sonunda isyan bayrağını çekmiş...
İplerini henüz koparmamış ve koparmaya niyeti olmayan diğer uzuvlara ise sürüp giden düzenlerinin bozulmasını istemiyordu.Adeta kukla cısı na mahkum kalmış sonunda ona aşık olmuşlar ve aslını inkar edip kuklacının malı olduklarını iddia etmeye başlamışlardı...Onlara göre kuklacı sahtekar bir hırsız bile olsa dünyanın en iyi kukla cısı idi ve ona itaat edilmeliydi düşüncesinde birleşmişlerdi....
Konuklar saatler süren çekişmeyi izledikten sonra bir çözüme ulaşılamayacağını düşünerek oradan ayrılmaya karar vermiş.
Kuklanın özündeki bu çekişme hala devam ediyordu.İki seçenek vardı:
Kukla iplerinden tamamen kurtulacak ve bu esnada dengesini kaybedip düşecek fakat ayağa tekrar kalkınca artık özgür bir kukla olacak ve ruhuna, yapısına uygun bir kuklacı bulacaktı...
veya hiç düşme riskine girmeyip iplerini tekrar sahtekar kukla cısının eline verip basit bir kukla gibi oynamaya devam edecekti...
Hikaye tanıdık geldi mi sevgili okur! Peki ya sizce kukla hangi yolu seçmeli sevgili okur?
Siz kuklanın hangi uzvun dansınız? ! ...
Kayıt Tarihi : 20.12.2016 20:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!