sarı renge yeltenen başakları güneşten bildik
buna tamam..
okullar vardı tuttuk boyunca ilerledik
buna da tamam.
ama ile başlayan cümleler kurduk,
kurgularımız bahaneler dolusu
bakir bir kıyı bulmamız lazım 
şiiri sularından berkitip
yaralarımıza mavisini sürmek için
'Ah'ın 'yalın' hali 
ah
belki biraz uzatarak
aahh
Hamdık piştik ve yandık ateşte kül Mevlana 
Cehennemde yanmada kulun ısrarı nedir
Şems’i kendi doğurdu ateşte gül Mevlana
Yanıp yanıp inleyen ‘ney’in esrarı nedir
Esmayı çeker kudüm rindin makamı hayret
Nicedir doğumları güle banıp kutsamaz kadınlar 
Buna rağmen cenin dualarına tamah eder
Saçlarını tarayan kısır balıklar
Değil mi ki
En şuh süsünü toprağa sürüp
kıpkırmızı olmuştular burunları tedavi 
gülmek için tabancalara.
dinazor dedikse çocuk
kemiğimiz mazot olsun diye şarapçılara,
beklentisiz sevdikse
ne kadar kederliyim bil 
ne kadar uzak düştüm yağmurdan
nasıl kuruyorum
Bir aşkın iskeletiydi daha çok 
Ya da anlamından uzak su lekesi
Mendil içine sarılı bir tüy
Aradığım bir şey olmalı
Gül dalından daha çok uzun
Ya da dolduracak kadar avuç içimi
''Kaya yırtığında can bulan bitki 
İliklerine işlese de zemheri… ''
Ay karanlığa bulanır
Dedim senden ötrü yaş tökdü gözüm, 
Ağladım bu ömrün-günün elinden.
Dedin ki, söyleme bir de bu sözü,
Bir de eşitmeyim senin dilinden.
Söyle, hansı duyğu bildirdi sene,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!