Korkuluk hikayeleri Şiiri - Yorumlar

Cevat Çeştepe
1249

ŞİİR


148

TAKİPÇİ

/bu sabah üstünüze ilk günaydın, bir bostan korkuluğundan gelsin, ister misiniz
Marmara da gözleriniz rayların sesini dinlerken, Langa taraflarını sever misiniz./

sen kerpiç üstüne sarı badanasın, çerçevesi maviye boyalı pencerelerinin
tek başınasın sanki arasında, sırt sırta sıralı, kapkara suratlı ahşap evlerin
bekliyorsun gölgesi doğmamış gün doğumlarında, atmak için gizli adımlarını
gülerek alnına düşecek yağmur damlalarının, açmasını dünyanın kapılarını.

Tamamını Oku
  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz 13.10.2008 - 17:23



    Korkuluk hikayeleri

    /bu sabah üstünüze ilk günaydın, bir bostan korkuluğundan gelsin, ister misiniz
    Marmara da gözleriniz rayların sesini dinlerken, Langa taraflarını sever misiniz./

    sen kerpiç üstüne sarı badanasın, çerçevesi maviye boyalı pencerelerinin
    tek başınasın sanki arasında, sırt sırta sıralı, kapkara suratlı ahşap evlerin
    bekliyorsun gölgesi doğmamış gün doğumlarında, atmak için gizli adımlarını
    gülerek alnına düşecek yağmur damlalarının, açmasını dünyanın kapılarını.

    çelik soğuk vermeden kulağına, ilk tren kalkmadan yani sirkeci garından
    aşıyorsun rayları üzerinden, derin bir nefesle cebindeki Bafra sigarasından
    işte şeytanın kovulduğu bu saatlerde;
    bostan sahipsiz ve yalınayak yeryüzüdür, ışık korkuluktan bir günaydınla gelir
    gebe tohumlardan doğumlar böyle başlar, havalanan sadece kargalar değildir.

    bir bostan korkuluğuna günaydın diyebilmek,
    denemek istemez misiniz.



    SAYGIDEĞER ÜSTADIM CEVAT BEY ;

    HAYATIN TÜM ALANLARINDA BELİRLİ KORKULUKLAR VARDIR..BİZLER HAYATA VE OLAYLARA GENELDE HEP BU KORKULUKLAR RAKASINDAN BAKARIZ...KORKARIZ ÇOĞU KEZ TÜM BENLİĞİMİZLE ORTAYA ÇIKMAYA...

    AMA GÜNEŞİ KORKULUK YAPARAK HAYATA BAKMAYA VE YAŞAMAYA BENCE DEĞER ÜSTADIM..YİNE ÇOK HARİKAYDI ŞİİRİNİZ..

    BU HARİKA VE AKICI VE ANLAM YÜKLÜ ÇALIŞMANIZI BEĞENEREK OKUDUM.....KUTLARIM SEVGİ DOLU SAYGIN YÜREĞİNİZİ.TAM PUAN 100... SELAM VE SAYGILARIMLA....İBRAHİM YILMAZ.

    Cevap Yaz
  • Anna Vera
    Anna Vera 13.10.2008 - 17:22

    Her şey korkmadan bir insana elini uzatmakla başlar..
    Umut ve yaşama sevinci dolu bir şiir...
    Tasvirler o kadar güzel ve anlamlı ki okumaya doyamadım...
    Şaire tebrikler ve teşekkürler....

    Cevap Yaz
  • Nesrin Karaduman
    Nesrin Karaduman 13.10.2008 - 17:20

    bir günaydın demekle başlar her şey
    güneşi kucaklayabilmekle de devam eder.
    yalnızlık bahanesi olmamalı gün ortası karabasanlarının.
    korkuluklar ne güne duruyor…..



    Çok güzeldi üstadım cok güzel.

    Cevap Yaz
  • Rukiye Çelik
    Rukiye Çelik 13.10.2008 - 17:02

    'bostan sahipsiz ve yalınayak yeryüzüdür, ışık korkuluktan bir günaydınla gelir
    gebe tohumlardan doğumlar böyle başlar, havalanan sadece kargalar değildir. '

    Yüreği ve beyni duygu ve düşüncelere gebe değerli şiir dostu, her zamandan farklı değil ki şiiriniz...Yine anlamlı, kurallı ve kendini okutan bir şiirle karşımızdasınız...Tebrik ve teşkkürlerimle...

    Cevap Yaz
  • İhsan Gürbüz
    İhsan Gürbüz 13.10.2008 - 16:42

    Ünlü fotoğraf sanatçılarının Anadolu ve İstanbul fotoğraflarını seyreder gibi oldum.Kerpiç üstüne sarı badana, çerçevesi maviye boyalı pencereler...Bostan tarlalarında korkuluklar, bozkırda kızgın güneş altında başaklar...Veeee...
    'Dünyayı güzellik kurtaracak,
    Bir insanı sevmekle başlayacak herşey...'
    Ey Anadolu !
    Ey güzel yurdum !
    Ey bu yurdun güzel insanları !
    Sevelim...
    Sevelim...
    Sevelim...
    Sevmeyi, sevilmeyi, bu güzel yurtta yaşamayı bize haram edenlere inat...
    Her gün anaları, babaları, yavukluları ağlatan kupkuru
    zift karası kara cehalete inat...
    Öldürmeye kurulmuş robotlara inat, etten ve kemikten olduğumuzu, bir yürek taşıdığımızı haykırarak...
    Ne kadar ömrümüzün kaldığını bilmiyoruz...Bırakın da şu yurdun naif güzelliklerinin biraz tadını çıkaralım. Sıcak kanlı, kendinden ve çocuklarından bile sakladıklarını misafirine sunan, yediveren gülü yürekli insanlarımızla sohbet edelim...Birlikte türküler söyleyelim gurbet üstüne, sıla üstüne...
    Fıkralarını dinleyelim, gülelim...
    Ey zift karası cehalet artık bırak yakamızı...
    'Dünyayı güzellik kurtaracak,
    Bir insanı sevmekle başlayacak her şey...'
    Ama şehirlerde bombalar patlatarak, hiçbir şeyden habersiz masum insanları öldürerek, ülkenin bir tarafından tutup zorla, ülkenin canını yakarak tuttuğu parçayı koparmaya çalışanlar oldukça bu güzellik ve sevginin ancak hayaliyle yetineceğimiz bir gerçektir.
    Ey Anadolu !
    Seni dolu dolu yaşamak varken...
    Her gün gözlerimiz dolu dolu ağlamak düştü bize.
    Kerpiç üstüne sarı badana,çerçevesi maviye boyalı pencereler...Bostan tarlalarında korkuluklar, bozkırda kızgın güneş altında başaklar...
    Neyleyim ağız tadıyla, gönül huzuruyla bu güzellikleri yaşayamadıktan sonra...
    Sevgiyle kalın Cevat Ustam...Şiirinizin teması bu değildi. Biliyorum...Ama yukarıda sözünü ettiğim tasvirleriniz, içimdeki duygu bulutlarının sağanağa dönüşmesine yol açtı. Sayfanızı ağlama duvarı yaptıysam özür diliyorum.
    Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Safi Sarı
    Mehmet Safi Sarı 13.10.2008 - 16:39

    /çok sevdiğiniz her türküyü, bir de tarla korkuluğundan dinlemek ister misiniz
    kurumuş son yaprağın gölgesinde alnınız bozkır yanığı, siz güneşi sever misiniz./

    sen bir başak üzerinde bin tohumsun, tanrının paletinden sarı sıcak renklerin
    ne kadar kıraç rüzgar esse gene açar, yemyeşil vahalarında yediveren yüreğin
    biliyorsun melodisi yıldızlarımızdan besteli, hasret türküleri ve vuslat şarkılarını
    ikisini yan yana söylemek kadar sancı ve umut, akıldan çıkarmadan anmak adını.

    yani eskilerden yazılı bu masalları, geceyi ısıtıp okumak güneşi soğutmadan
    toplar damarlarımız açık kalsın ama sevişirken zaman sıfırdır bunu unutmadan
    haydi bütün melekler girsin şimdi içeri;
    güneşten olma, günaydından doğma bereket, sevginin bilinen ilk kimliğidir
    yalnızlık karabasanına ortaklığı bozmak, korkuluklar sadece bunun bahanesidir.

    Kaleminiz hiç susmasın...İnsanı kucaklayan bir dille yazıyorsunuz...Kutlarım

    Cevap Yaz
  • Esel Arslan
    Esel Arslan 13.10.2008 - 15:46


    Korkularımızı, korkulukların sırtlarına yükleyerek kolayını bulabilseydik yaşam denilen olgunun, günaydınlarımız canlı bedenlerle kucaklaşırdı güneş altında, sevecen ve samimi.
    Egoizm, ve ben duygularının bir engerek gibi yüreğimize çöreklendiği zaman dilimlerinde çırpınıyor ruhlarımız, esirgenen sevgi sözcükleri edebiyat metinlerinin tozlu sayfalarına bırakılmış, kuşatılmış yalnızlıklarımızın içinde her birimiz dönüşmüşüz korkuluklara ve inatla kendi bedenlerimize sarılmaya çalışıyoruz, oysa sevginin dostluğun ısıtan güneşi, diğer bireyin yüreği, bedeni değil mi?

    Sevgili üstad'ım yazdıkların felsefenin derinliklerine, sosyolojinin labirentlerinde gerçekçi seyahatler yaptırıyor, emeğin dilerim hep ulaşsın hedeflerine, selam ve sevgiler bırakıyorum sayfana.
    Dilerim birer korkuluğa dönüşen bedenlerimize Yaradan'ın planladığı insan Fıtratlı yürekler yeniden monte edilebilsin dost kalem.

    Cevap Yaz
  • Doğa Deniz
    Doğa Deniz 13.10.2008 - 15:45


    Korkuluk hikayeleri
    /bu sabah üstünüze ilk günaydın, bir bostan korkuluğundan gelsin, ister misiniz
    Marmara da gözleriniz rayların sesini dinlerken, Langa taraflarını sever misiniz./

    sen kerpiç üstüne sarı badanasın, çerçevesi maviye boyalı pencerelerinin
    tek başınasın sanki arasında, sırt sırta sıralı, kapkara suratlı ahşap evlerin
    bekliyorsun gölgesi doğmamış gün doğumlarında, atmak için gizli adımlarını
    gülerek alnına düşecek yağmur damlalarının, açmasını dünyanın kapılarını.

    çelik soğuk vermeden kulağına, ilk tren kalkmadan yani sirkeci garından
    aşıyorsun rayları üzerinden, derin bir nefesle cebindeki Bafra sigarasından
    işte şeytanın kovulduğu bu saatlerde;
    bostan sahipsiz ve yalınayak yeryüzüdür, ışık korkuluktan bir günaydınla gelir
    gebe tohumlardan doğumlar böyle başlar, havalanan sadece kargalar değildir.

    bir bostan korkuluğuna günaydın diyebilmek,
    denemek istemez misiniz.



    /çok sevdiğiniz her türküyü, bir de tarla korkuluğundan dinlemek ister misiniz
    kurumuş son yaprağın gölgesinde alnınız bozkır yanığı, siz güneşi sever misiniz./

    sen bir başak üzerinde bin tohumsun, tanrının paletinden sarı sıcak renklerin
    ne kadar kıraç rüzgar esse gene açar, yemyeşil vahalarında yediveren yüreğin
    biliyorsun melodisi yıldızlarımızdan besteli, hasret türküleri ve vuslat şarkılarını
    ikisini yan yana söylemek kadar sancı ve umut, akıldan çıkarmadan anmak adını.

    yani eskilerden yazılı bu masalları, geceyi ısıtıp okumak güneşi soğutmadan
    toplar damarlarımız açık kalsın ama sevişirken zaman sıfırdır bunu unutmadan
    haydi bütün melekler girsin şimdi içeri;
    güneşten olma, günaydından doğma bereket, sevginin bilinen ilk kimliğidir
    yalnızlık karabasanına ortaklığı bozmak, korkuluklar sadece bunun bahanesidir.

    bir tarla korkuluğuna sarılıp güneşi kucaklamak,
    denemeye değmez mi dersiniz


    Cevat Çeştepe
    ***
    Cevat Kaptan bu kez açık denizlere doğru derkene bir bakmışız bostankorkuluğu ile günaydın dersin :)
    gülümserim tabii .
    Şimdi bir dolu yorum yazarım ama yürek gevezeliği olur .. hani şair ne düşünüyordu da yazdı davası var ya onu yakalamak için langaya bakdım bostan kokuluğunu başka bir meali var mı diye bakdım bilirsin bazı kelimelerin başka türlü anlamlarıda oluyor .. ışıklarımı gemi güverte deniz falana çektim güneş aydınlık özgürlük sevinç ne bilem her birşey var ama denizle ilgili değil
    Şimdi şu izdüşüm dediklerini çözemediğim için konuyu biraz çaktım ama bana göre söz dökmem biraz zor gibi gelse de dur bi daha deneyeyim ..
    yani bu şiire biraz edebi birşeyler yazmak lazım bir toplumsal bir olaya yine dikkat çekmişsin çaktırmadan eh bunuda derin yakalamak gerekiyor bu iki ..
    şu an kafam karman çorman olmasına rağmen bir daha satır aralarına girip de şairin emeğinin ve şiirin hakkını vermek için bir daha bakacağım . dur bi saniye bakem :)
    bak şimdi langa hem evler için kullanılabilir eski yunan evleri idi sanırım ..
    birde gemilerde bir bölüm sanırım ben ordan yola çıkarak yine bir gemi sayehatindeyiz Kaptanımız bize sesleniyor dedim ama ..
    hemen altta o evlerin tanımı olabilir cahilliğimi bağışla en çok burda kalay çekiyorum kendime ..
    sanırım burda sabahın ilk ayazı ile gün doğumunu karşılıyor Şair hani o ilk satler henüz kimse uyanmamıştır ses yok bak ordada tren rayları ile bağlantısı güne günaydın demek için bir karşılama belki ilk trenin yolcularına keyfinde yerinde afyonun patlamış gününün ilk cigarasınıda içmişsin :) derin derin (biliyoruz cigara sağlığa zararlı şair bafra gigarası değince Rahmetli babam geldi ne yapalım yani, bizde maltepe samsunla devam ettik ,ama ilk cigaralarımız o zaman ucuzdu bafra cigarası :)neyse açıkıyılalım da aman bişey demesinler ) o sessizliği bozan trenin ilk yolcuları ve şairin bunları bir günaydınla karşılıyor ama o da bekliyor bir bostankorkuluğuna günaydın demek ister misiniz .? Mi acaba ??
    Ama bak ben de kalan ne bir daha nerde bostankorkuluğu görsem yürekden bir merhaba diyeceğim desem de nerden çıktı başka imge mi bulamadın aha burda bişey var ya deli olacağım .. yok Necdet Hocamdan kopya çekmeyeceğim bunda birşey var bağlantıları bulmam gerek bu ne anlamda söylendi neden korkuluk ha canı yok adam yerine konmaz ama tarlaları emanet edersiniz madem canı yokda neden kargalar için güvenlik için bostan korkuluğuna emanet ediyorsunuz mu geldi aklına ..
    ya birde o kadar çok bostankorkuluğu varki şiirine sevinlilik katsın diye ekledi ise şair bu dünyada herşey olup bitiyor kargalar tepemizde hatta geldiler her birşey talan ama nerde bostan korkuluğu dolu ama bir işe yaramıyor desemde şiire ters düşecek.. eee
    ****
    tamam bak burda çözüldü iş .:)) abi niye uğraştırısın ki desemde ben yine yukardaki yazdıklarında daha bir altı çizilesi şeyler var derim de neyse sona bakalım finalde hela olsun diyelim..
    Kaptanımız yapmış yine bir güzellik
    hemde nasıl bir korkuluğu bile sevgi mucizesi sevgi ile sarılamızı istemiş sevecek mutlak birşey vardır hayata sarılmak için mutlak güzellikler her zaman açıkdır yeter ki yürek gözü ile bakılsın hani küçük şeylerden mutlu olmak yüreği ordan gelecekle ısıtmak vardır ya o gibi
    neden yadırgadım ki aslında yıldızdan aydan medet ummuyormuyuz güneşden şiirlerimizde güneşe bile sarılmıyor muyuz üşüyen yüreğimizi ısıtsın diye ..
    ama bak sözümü geri almıyorum yolda görem bir Bostan korkuluğu (tamam ya onlar değil cansız canlılardan :)) ha onlar günaydın diyeceğim ben de ve kulaklarını çınlatacağım Cevat Kaptanın selamı var yolunuz açık denizlere doğru diyor sizi bilmem ama deneyin diyebilirim alır bir denize bırakabilirim belki de birini hep karga mı bekleyecek salıveririm mavi sulara :))
    neyse çok konuştum kusuruma bakma yürekden olsun dedim hafif de keyifsizim bu kadar yorum çıktı gevezelik gibi oldu laf aramızda boşver kimse görmeyecek farz etki şiri okuttun ne dersin dedin bende böyle saçmaladım hepsi bu ..
    Emek verilmiş şiire yorum yazılır mı beğendim tebrikler demek yeter aslında ama alıştık işte arada burdan muabbeti seviyorum ..
    Yüreğin kalemin hiç susmasın Cevat Kaptan .Kutluyorum ..
    Sevgiler duyarlı yüreğinle her daim şiirinle sevgi sunan yüreğe ..
    demek ki korkuluk deyip geçmeyin



    /çok sevdiğiniz her türküyü, bir de tarla korkuluğundan dinlemek ister misiniz
    kurumuş son yaprağın gölgesinde alnınız bozkır yanığı, siz güneşi sever misiniz./

    sen bir başak üzerinde bin tohumsun, tanrının paletinden sarı sıcak renklerin
    ne kadar kıraç rüzgar esse gene açar, yemyeşil vahalarında yediveren yüreğin
    biliyorsun melodisi yıldızlarımızdan besteli, hasret türküleri ve vuslat şarkılarını
    ikisini yan yana söylemek kadar sancı ve umut, akıldan çıkarmadan anmak adını.

    yani eskilerden yazılı bu masalları, geceyi ısıtıp okumak güneşi soğutmadan
    toplar damarlarımız açık kalsın ama sevişirken zaman sıfırdır bunu unutmadan
    haydi bütün melekler girsin şimdi içeri;
    güneşten olma, günaydından doğma bereket, sevginin bilinen ilk kimliğidir
    yalnızlık karabasanına ortaklığı bozmak, korkuluklar sadece bunun bahanesidir.

    bir tarla korkuluğuna sarılıp güneşi kucaklamak,
    denemeye değmez mi dersiniz

    Cevap Yaz
  • Ergin Bingöl
    Ergin Bingöl 13.10.2008 - 15:11

    Yaşama sarılmak bir insanı anlamaktır aslında, yeterki bakmayı ve yaklaşmayı bilelim... Şiire emek veren yüreği kutlarım. Sevgilerimle esen kalın!

    Cevap Yaz
  • Ayşe Karakaya
    Ayşe Karakaya 13.10.2008 - 14:56

    Yine harika bir çalışma..Tebrikler..Saygımla..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 92 tane yorum bulunmakta